31 Martsonrası aradaki farkın azlığı ve şaibeyi kastederek, ‘bu sonuçlar ne kazanan için bir zaferdir ne de kaybeden için bir hezimettir’ demiştim.
Yine aynı kanaatteyim.
Ama doğru oturup doğru konuşalım, 23 Haziran sonuçları ise, kelimenin tam anlamıyla kazanan için büyük bir zafer kaybeden için de acıtıcı bir hezimettir.
Beğenmediğimizİmamoğlu büyük bir zafer kazanmış, kişiliğiyle, bilgisiyle birikimiyle ve tecrübesiyle İmamoğlu’nu 10’a katlayacak olan Yıldırım ise acı bir hezimete maruz kalmıştır.
Rakibine806bin oy fark atan İmamoğlu’nu kutlamamak insafsızlıktır, vicdansızlıktır!
***
İlk kutlamanın, rakibi Yıldırım’dan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelmesi de çok ama çok anlamlıdır.
Diktatördür, demokrasiye saygılarıyoktur kabilinden yapılan eleştirilere mükemmel bir cevap olmuştur.
Şaibe ortadan kalkmış İmamoğlu büyük bir fark ile seçimi kazanmış Erdoğan da tıpkı diğer şehirlerdeki sonucu kabullendiği gibi sandıktan çıkana saygı göstermiş, saygı göstermekle yetinmemiş İmamoğlu’nu kutlamıştır.
Bu kutlama demokratik olgunluğu göstermesi açısından hem içerdeki hem dışardaki muhaliflere kapak olacak bir erdemdir!
***
Adaylar bazında kazanan ve kaybeden vardır. Ancak partileri teker teker değerlendirecek olursak ciddi miktarda oy kaybına rağmen Türkiye’nin en büyük partisinin hâlâ AK Parti olduğunu görürüz.
İmamoğlu’nun aldığı %54 oy sadece CHP’nin oyları değildir.
Bu oylar CHP, İP, HDP ve diğerlerinin toplamıdır.
Hepsinin toplamı %54’tür AK Parti’nin tek başına aldığı oy %45’tir.
Evet, oylarda gerileme vardır ama İstanbul’un da Türkiye’nin de sorunlarını çözmeye en güçlü aday hâlâ AK Parti’dir. Bu gerçek İmamoğlu’nun zaferi kadar açık ve net bir gerçektir.
***
İmamoğlu’nun ekibive ona destek verenler gözle görülür üstün bir gayret ile çalışmıştır. Hem alanda hem de basın ve sosyal medyada bariz bir üstünlük sağlamıştır.
Dolayısıyla asıl başarı İmamoğlu’nun değil bu ekibin başarısıdır dersek abartmış olmayız.
Buna mukabil Yıldırım’a destek veren güçlü bir ekip olmamıştır. Canla başla çalışanları tenzih ederim ama ne alan çalışmasıyla, ne basın ve sosyal medya çalışması ile işin gerçekten ehli olan Yıldırım seçmene anlatılamamıştır.
***
Netice itibariyle her ne kadar İmamoğlu kazanmış olsa da seçim sonuçları itibariyle Türkiye’nin hâlâ en güçlü partisi AK Parti ve en güçlü lideri Erdoğan’dır. Erdoğan tecrübesi ve birikimiyle yapılan hataları telafi etme istidadına ve imkânına sahiptir.
Önümüzdeki 4 sene seçim yoktur. Erdoğan hem partiyi yeniden dizayn ederek derleyip toparlar özellikle genç kuşakların beynine ve kalbine girmeyi başarırsa 2023 seçimlerinin galibi şimdiden bellidir. Aksinin telaffuzu bile üzücüdür!
***
Evet, seçmenin kararına saygı göstermek mecburiyetindeyiz. Seçmen bu tercihiyle hem İmamoğlu’nu seçmiş hem de AK Parti’ye bir ders daha vermiştir.
Fakat İstanbul’a yazık etmiştir! Yazık etmiştir, çünkü İmamoğlu yansıtıldığı gibi özgür iradesiyle İstanbul’u yönetme imkânından kanaatimce mahrumdur.
Çünkü İmamoğlu, hem CHP’ye hem İP’ye hem de HDP’ye hem de diğer destekçilerine bedel ödemek zorundadır.
İşte bu bedel onun ayağındaki prangalar olacaktır.
Ve bence en büyük darbeyi de partisinden yiyecektir! Çünkü bu rüzgar CHP genel başkanının iktidarını da sarsacak bir rüzgardır.
Kökten CHP’li İnce’ye kaptırılmayan koltuk, çakma CHP’liye hiç kaptırılmayacak ve en büyük darbeyi bizzat Kılıçdaroğlu’dan yiyecektir!
Evet İstanbul’a yazık olmuştur ama ne yapalım İstanbullu bunu kendisi istemiştir!
Hayırlı olur inşallah!