CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘adalet’ yürüyüşüne başladığında, bunu ‘dayanaksız’ ama ‘demokratik hak’ olarak gördüğümü söylemiştim.
Dayanaksızlık ya da dayandığı gerekçelerin 'FETÖ ile malul' olması, yol boyunca yaşananları da etkiledi ve ‘demokratik hak’ üzerinde de ciddi gölge oluşturdu.
Kılıçdaroğlu, referandumdaki 'hayır'cıları CHP çevresinde toplamak ve belki 2019 için bir 'iktidar yürüyüşü' umuyordu.
Ama destekleyenlerin tek amacı 15 Temmuz karşı koyuşunu gölgelemek, darbe/terör temizliğini 'darbe' diye 15 Temmuz'un karşısına koymak ve aslında 'darbe girişimine meşruiyet' kazandırmaktı.
Kılıçdaroğlu amacına ne kadar ulaştı tartışılır;
Ama 'destekçileri' onun üzerinden epey rant devşirdiler...
Bu bir ‘adalet yürüyüşü’ değil, bir "referandum oyunu 2019'da CHP'de toplama" yürüyüşüydü.
Ama CHP'nin "FETÖ’nün ürettiği ‘iddialara’ dayalı politikalar yürütmesi" bu yürüyüşün de en önemli handikapı.
17/25 Aralık 2013 sürecinde üretilen bütün dosyaları TBMM kürsüsünden Kılıçdaroğlu okumuş, kurgulu ses kayıtlarını dinletmişti.
Türkiye’nin Suriye’de DAEŞ’e destek verdiği iddialarının da savunucusu oldu.
Başka FETÖ ve bazı PKK iddialarının da…
Bütün bunların ‘operasyon’ olduğunun anlaşılmasından sonra da devam etti bu politikalar.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra da FETÖ’nün ‘senaryo, tiyatro’ sulandırmasının devamı olan ‘kontrollü darbe’ söylemini sahiplendi.
MİT tarafından sert bir dille yalanlanan “kaçak FETÖ’cü Adil Öksüz’ün MİT elemanı olduğu” iddiasını da…
***
Gazetelerde, ‘kontrollü darbe’ fikrinin babasının Kılıçdaroğlu’nun eski Başdanışmanı Rasim Bölücek olduğu ve ABD’deki FETÖ kurumlarında görev aldığı yazıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 13 Nisan 2017’deki “Sufle Alman istihbarat teşkilatı, ABD ve İngiltere’deki bazı adamlar üzerinden geldi. Kılıçdaroğlu da bu lafa kondu” açıklamasıyla örtüşüyor.
Bu iddia, bana bir başka danışmanı hatırlattı; Doç. Fatih Gürsul.
Gürsul, FETÖ'nün şifreli haberleşme programı Bylock'un kırmızı kategoride, yani ‘en aktif’ kullanıcısı olmaktan tutuklu.
O da başdanışmanlık görevine 8 Ekim 2013’te getirilmişti; 17/25 Aralık 2013 tarihli ilk FETÖ darbe girişimlerinin hemen önce.
Gürsul’un, Kılıçdaroğlu’na “Sakın darbe demeyin. Bu, Erdoğan’ın iktidarını güçlendirmek için bir oyunudur’ dediğini FETÖ’nün kumpas davası mağdurlarından Emekli Albay Ahmet Zeki Uçok’un tanıklığından biliyoruz.
Kılıçdaroğlu FETÖ’nün ürettiği ‘iddia’lardan yararlanmaya çalıştı, ancak ‘yara aldı’…
Son yürüyüşten de en çok FETÖ yararlanıyor: “Türkiye’de adalet yok, anamuhalefet lideri bile adaleti sokakta arıyor, bizi Türkiye’ye iade etmeyin…”
CHP ise yaralanıyor.
***
Bu arada FETÖ, CHP’nin kullanması için ‘iddia’ üretmeyi sürdürüyor.
Son örneği “TBMM bombalanmadı, önceden konulmuş bomba patlatıldı!”
TBMM’nin vurulma anı ve bir askeri helikopterin binayı yaylım ateşine tutmasının TV’lerden canlı yayınlanmasına rağmen!
Bombaları atanlardan F16 pilotu eski kurmay yüzbaşı Hüseyin Türk’ün, “darbe gecesi saat 03.24 ve 03.25’te ‘Aslan 6’ kodunu kullanan F-16 uçağı ile kalkış yaptığını, Ankara’da 6 noktaya bomba attığını, hedeflerden ikisinin TBMM olduğunu” itiraf etmesine;
‘Arslan 5’ koduyla kalkış yapan bir başka F-16 pilotu eski Yarbay Hasan Hüsnü Balıkçı’nın, “Meclis bahçesinin koordinatları sisteme girilerek ‘atış emri veriyorum, atış yapın’ talimatı verildi. Jojstick butonuna basarak sol kanat altında bulunan LGB bombasını bıraktım” ifadesine rağmen!
İddianın sahibi belirsiz, haberleştiren FETÖ sitesi, sosyal medyada yayanlar FETÖ hesapları!
‘Ağ’ Türkiye’de çökertildi ama sahiplerinin ülkelerinde halen çalışıyor.
15 Temmuz’un yıldönümü geliyor.
Bir yıl boyunca FETÖ ‘buz gibi darbe girişimi’ni sulandırmakta ne kadar yol aldı; Türkiye darbecileri yargılamakta ne kadar yol aldı?