Fetullah Gülen’i ve ona tapanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hasan Sabbah ve onun esrar çeken suikastçılarına benzettiğinde yadırgar gibi olmuştuk. Ancak 15 Temmuz darbe girişimindeki hainliği, alçaklığı, kalleşliği, zalimliği görünce FETÖ mensuplarının tarihte de örneğinin bulunmadığını anladık. Müslüman gibi görünüp, milletin çocuklarının üçünü beşini değil, binlercesini, kendi devletine karşı uzaktan kumandalı acımasız, merhametsiz katillere dönüştürüldüğünün evet, başka örneği yok.
Katil sürüsünün dışında kalan, benim “Fetöperest” dediğim geniş bir kesim de var. Bunların çoğu da ByLock kullanmaktan, terör örgütü üyesi olmaktan yargılanıyor. Kurunun yanında yaşın yandığı doğrudur. Ancak burada devreye Pensilvanya’daki hainin algı operasyonu devreye girdi. Yüzde 2-3’ü geçmeyecek yanlışlıklardan (ki onların da hızla düzeltilmesi gerekir) bir mağdur edebiyatı oluşturuldu. CHP, bu algı operasyonunda başı çekti. Hatırlayınız, Kılıçdaroğlu, referandum öncesi meydanlarda FETÖ destekçilerinin isimlerini sayarak kalabalığa “içimizde” diye bağırttı. Yetmedi, 15 Temmuz darbe girişiminin, hükümetin kontrollü darbesi olduğu iftirasını/suçlamasını pervasızca tekrar etti durdu.
F. Gülen, bu milletin çocuklarının genleriyle, ruhu ile vicdanı ile oynadı. Topluma fedakâr, eğitimli, ahlaklı bir “altın nesil” vaat etti ama karaktersiz, yalancı, takiyeci, kendi ülkesini yabancılara şikayet eden onursuz, Türkiye’nin düşmanları ile işbirliği yapan hain nesiller çıktı karşımızda.
Bakınız merhamet, şefkat, affedicilik mümin vasıflarındandır. Ancak karşımızda 15 Temmuz’a rağmen hiç pişmanlık duymayan, hala F. Gülen’in “beklenen salih zat, kurtarıcı” olduğuna iman eden, onun dinimizin haramlarını helale çeviren din dışı fetvalarıyla amel eden, hipnozdan bir türlü çıkamayan yığınlar var.
Yeminle yalan söyleyen, pişmanlık duymayan bu insanlara merhamet ettiğimiz zaman, daha da kinlendikleri, bilendikleri için binlerce değil bu defa milyonlarca masumun hayatını karartacaklarından emin olunuz.
Bakınız Rusya’nın Ankara Büyükelçisini katleden hain polis, daha önce sorgulanıp “zararsız, FETÖ’cü değil” diye serbest bırakılmış. Şimdi mahrem imamların listelerinde görüyoruz ki karşısında “bizden” yazıyor.
Bunlar bizim dıştan gördüğümüz gibi değil. Bunlara güvenilemeyeceğine dair binlerce örnek var.
Bunlar asla pişman değil. F. Gülen hala bunlara Pensilvanya’dan intihar saldırısı yapın talimatı veriyor.
Son bir örnekten bahsedeyim. Bir kamyon çarpması sonucu hayatını kaybeden Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper’in ölümü üzerine FETÖ’cü hainler neler dediler bakınız.
ABD'nin Virginia eyaletinde yaşayan FETÖ firarisi Emre Uslu, Twitter’da “Denizli Başsavcısı binlerce masum kadın çocuk genci içeri tıktı. Üstüne kamyon devrilmiş ölmüş. Yaşasın zalimler için cehennem...” mesajını paylaştı.
Balyoz kumpası belgelerini hazırladığı iddiasıyla aranan ve ABD'ye kaçan FETÖ'cü Tuncay Opçin, "Başsavcı için son sözüm; Cesedine bir tas suyu, dökenin de avradını" mesajını attı. Aynı Opçin, F. Gülen’in intihar saldırı talimatına paralel, "Hizmet, 'önümüzde ateşten bir deniz var, atlarınızı ateşe sürün' dese, tartışmadan yapmamız gereken bir dönem" dedi.
FETÖ savunucusu Cumhuriyet gazetesi Başsavcının vefatı ile ilgili haberi, oh olsun der gibi “İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper'i kamyon biçti” başlığıyla duyurdu.
Bunlara acırsanız evet, acınacak hale gelirsiniz. Çünkü onlar ellerine fırsat geçerse milyonlarca millet evladına zerre kadar acımayacak…