Bir senedir girdik giriyoruz derken nihayet harekât başladı. Geç kaldı ancak diplomasinin tüm yöntemleri kullanılarak Türkiye karşıtı iç ve dış mihrakların ellerinden bütün argümanlar alındığı için bu gecikme anlamlıdır!
Buna rağmen ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru hakkımıza rağmen emperyalistlerin ve onlara boyun eğmiş yönetimlerin etekleri tutuştu.
Çünkü bu harekât sadece Fırat’ın doğusunu teröristlerden arındırmayacak aynı zamanda bölgedeki ve dünyadaki dengeleri alt üst edecek bir harekâttır.
Çünkü bu harekât emperyalistlerin yarım asırlık projelerini çökerten ve işbirlikçilerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökecek bir harekâttır.
***
Milli güvenliğimizi korumak, mültecileri kendi vatanlarında iskân ettirmek için güvenli bölge oluşturmak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü gözetmek bu harekâtın öncelikle hedeflerini oluşturuyor.
Fakat Türkiye’nin bölgeyi teröristlerden arındırma hedefi teröristleri destekleyen emperyalistlerin kukla devlet projesini yerle bir ettiği için kurmayı düşündükleri dengeyi de bozmaktadır.
O yüzden etekleri tutuştu.
O yüzden bazı Arap yönetimleri emperyalizme nasıl köle oldukları belli olmasın diye İsrail ile birlikte Türkiye’yi kınama yarışına girdiler.
***
Oysa bölgede dengeler Türkiye lehine geliştikçe bu Arap yönetimleri dümenlerini Türkiye’ye çevirmek zorunda kalacaklarının farkında değiller.
ABD’nin bir gün onları da satacağının bilincinde değiller.
Halklarına karşı çaresizlik içinde kalacaklarının ayırdında da değiller.
Fetih Suresi okuyarak harekâta başlayan Müslüman Türk ordusu, Marksist, mülhit ve ateist bir terör örgütüne karşı mücadele ediyor. Arap yönetimleri Türkiye’ye karşı İsrail ile birlikte mülhit bir terör örgütünü desteklemeyi halklarına açıklayamazlar!
Bu harekât o yüzden kimi Arap yönetimlerinin tahtını da sallayacak mihenk taşı niteliğinde biri harekâttır.
***
Birileri çok bilmiş edalarla Türkiye’nin ABD’den izin alarak bu harekatı başlattığını ve ABD’nin izin verdiği kadar ilerleyeceğini söyleyerek hâlâ emperyalistlere karşı duydukları kompleks içinde laflar ediyorlar.
Oysa Türkiye izin almadı. Aksine bir yıl boyunca ABD’yi ikna etmeye çalıştı. Diplomasi bunun için vardı. Ama ABD o kuru kibrinden taviz vermedi oyalayıp durdu. Cumhurbaşkanımızın harekât başlamadan önceki son telefonu izin için değil verilen mühletin bittiğini ve ordumuzun artık harekâta başlayacağını bildirmek içindi. Zoru gören ABD ertesi gün askerini bölgeden çekmeye başladı.
Yani ABD Türkiye karşısında geri adım atmak zorunda kaldı yani karizması çizildi! Onunla beraber AB’nin de karizması çizilmiş oldu. Onun için bağırıp duruyorlar.
***
Türkiye bu cesaretini her şeyden önce haklı olmaktan, sürecionurlu bir şekilde yürüten bir yönetime sahip olmaktan, milletin desteğinden ve savunma sanayiindeki yerliliğin %70’lere dayanmasından almaktadır.
Düne kadar genel başkanının ‘PYD terör örgütü değildir. Vatanını savunmak için örgütlenmiş bir oluşumdur’, il başkanının ‘PYD’nin terör örgütü olduğuna dair elimizde istihbarat bilgisi yoktur’ diyen ana muhalefet partisini bile içi parçalanarak harekâtı desteklemek zorunda bırakmıştır bu tablo!
Türkiye bu tablo ile emperyalizmin sömürdüğü tüm devletlere örneklik teşkil ettiği için emperyalistler bu harekâta sıradan bir terörle mücadele olarak bakmıyorlar.
Her ne kadar cephede PYD terör örgütü görünse de Türkiye aslında şu anda fiilen ABD ile ve temsil ettiği emperyalizmle savaşıyor!
Ve bu mücadeleyi Türkiye kazanacak biiznillah!
Çünkü bölgede Türkiye’ye kaşı direnecek bir güç yoktur! Yeter ki gücümüzün farkında olalım!
Bölgeye barış da böyle gelecektir!