Mehmet Barlas hatırlattı... Amerika Birleşik Devletleri, 2012’den beri Türkiye’yi tehdit ediyor.
CHP’nin tepkisi ne?
Daha doğrusu, CHP bu tehditlere (ve sair girişimlere karşı) hangi açıklamayı yaptı? “Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlettir... Tehdide ve kolpaya gelemez...” dedi mi ya da bu anlama gelebilecek bir cümle kurdu mu?
Cevap:
Hayır, CHP’nin herhangi bir tepkisi olmadı.
Kemal Kılıçdaroğlu, siyaseten sıkıştığında, içinde “Gazi Mustafa Kemal” geçen birtakım konuşmalar yapıyor, İsmet Paşa’nın ruhunu yardıma çağırıyor ama Amerika’nın tehditlerine cevap olabilecek “esaslı” bir cümle kuramıyor.
Kurmak istemiyor...
Oysa Mustafa Kemal de, İsmet Paşa da, adlı adınca bağımsızlıkçıydı...
İsmet Paşa daha “gevşek” görünebilir (gevşektir, çünkü 1947 yılında Amerika’yı içimize sokmuştur) ama Johnson’un mektubuna muhatap olmuştu. Bu mektuba daha “sert” ifadelerle karşılık vermişti. Bir diğer ifadeyle Amerikan kolpasının altında kalmamıştı.
Mustafa Kemal’in “bağımsızlıkçılık” konusundaki tavrını hatırlatmaya gerek bile yok. Bunları Yılmaz Özdil’in okurları bile gözü kapalı sıralayabilir.
Peki, nasıl oluyor da, mevcut CHP yönetimi Amerikan tehditlerini ve kolpalarını seyrediyor?
S-400’lerle ilgili olarak, Amerika’dan, “darbe” tehdidini de içeren, onlarca “tehdit açıklaması” geldi.
Kılıçdaroğlu seyrediyor.
Burnumuzun dibindeki bir terör örgütü, Amerika tarafından ağır silahlarla donatılıyor.
Kılıçdaroğlu seyrediyor.
Sadece seyretse... Bir de o terör örgütüne “meşruiyet” üretiyor.
Mesela, icabında Mustafa Kemal’in “bağımsızlıkçı” politikalarına sığınan Kılıçdaroğlu, neden çıkıp şöyle bir açıklama yapmıyor?
“Ey müttefikimiz Amerika... Hava savunma sistemine sahip olmayan tek NATO ülkesi Türkiye... Patriot’ları birlikte üretelim diyoruz, yan çiziyorsun... O zaman parasıyla Patriot ver diyoruz, yanaşmıyorsun... Biz Rusya’dan S-400 almaya kalkınca da maraza çıkarıyorsun. Duyuyoruz ki, silahla donattığın güney sınırımızdaki terör örgütü için hava savunma sistemi kuruyormuşsun... Bu nasıl müttefiklik? Hem FETÖ’yle bir olup ülkemizde darbe tezgahlayacaksın, hem bize satmadığın savunma gerekçelerini terör örgütü YPG’ye bedava vereceksin, hem de ‘müttefik ülke Türkiye Rusya’dan savunma gereci alamaz, bunun bedeli ağır olur’diyerek tehdit yollayacaksın. Batsın böyle müttefiklik?”
Bunları söylemeyen sadece Kılıçdaroğlu değil...
Meral Akşener de söylemiyor.
Demirtaş ve avenesi zaten söyleyemez...
Temel Karamollaoğlu da söyleyemiyor...
HAMİŞ
BİR- Amerika’nın tehdit ve kolpalarına cevap vermeyen Kemal Kılıçdaroğlu, seyahat etmeyi çok seven bir siyasetçimiz... Apaçık bir darbe girişimi olan 17/25 Aralık kalkışmasından bir süre önce Amerika’daydı. Orada Fetullahçılarla görüştü. Bu görüşmelerde neler konuşulduğunu merak edenler, Kılıçdaroğlu’nun müteakip “grup toplantısına” bakabilirler.
İKİ- Kılıçdarğlu’na Amerika’da mihmandarlık yapan kişi Aykan Erdemir adlı eski bir CHP milletvekilidir ve kendisi bir FETÖ sokuşturmasıdır.
ÜÇ- Aykan Erdemir Amerika’daki Halkbank skandalında, Amerikalı yetkililere “belge” taşımış bir CHP’lidir ve bu nedenle Türkiye’ye gelememektedir.