Dün bu yazıyı yazdığım saatlerde Savunma Bakanlığımızda ABD heyeti ile güvenli bölge görüşmeleri devam ediyordu. Görüşmelere bugün devam etme kararı alındı.
Bilindiği gibi Türkiye Suriye’nin kuzeyinde 30 km. derinlikte güvenli bir bölge oluşturmak istiyor.
Bu bölge ile hem ülkemizin milli güvenliği, hem de Suriyeli mültecilerin iskânı hedefleniyor.
***
Güvenli bölge, hem terör saldırılarını uzak tutmak hem de emperyalist güçlerin bölgede kurmaya çalıştıkları kukla yapıları etkisiz kılmak ve bölgemizdeki uluslararası oyunu bozmak için hayati önem arz ediyor.
Türkiye bu bölgeye kalıcı konutlar inşa ederek ülkesine dönecek Suriyeliler ve bundan sonra Türkiye’ye sığınmak isteyenler için kendi ülkelerinde güvenli bir alan kurmayı hedefliyor.
Böylece hem Türkiye içindeki Suriyeliler meselesine kısmi bir çözüm üretilmiş oluyor hem de Türkiye’nin fedakârlığına kayıtsız kalan uluslararası mahfillere göç gerçeğini gösterme imkânı doğuyor.
***
Bu teklife başta ABD olmak üzere batı dünyası hayır demiyor ama destek de vermiyordu. En son ABD Başkanı Trump bu projeye destek vererek 20 mil (32 km) derinliğinde bir güvenli bölgenin inşasına yeşil ışık yakmıştı.
Fakat başta Pentagon olmak üzere ABD bürokrasisi Trump’ın bu fikrine destek vermedi. Trump da ‘Ne oluyoruz’ diyemedi. ABD derin devleti o çıkarcı politikasını dayatmayı tercih etti.
Tıpkı Münbiç’i boşaltma sözü vermesine rağmen seneler geçtiği halde sözünü tutmayıp oyaladığı gibi şimdi de güvenli bölge konusunda aynı oyunu oynuyor.
Bir önceki görüşmelerde ABD heyeti güvenli bölge için5 km derinliğinde uluslararası güçlerin kontrolünde bir alan teklif ederek oyalama taktiklerinin üstüne adeta tüy dikti.
Türkiye bu anlamsız teklifi reddetse de diplomasi kapılarını kapatmamak adına görüşmelerin devamı üzerinde mutabık kalındı.
Dün ve bugün yapılan görüşmeler de bu mutabakat sonucu idi.
***
İki gün önce Dışişleri Bakanlığımızın ‘ABD tarafı bizim teklifimizi kabul etmezse biz tek başımıza bu bölgeyi kurmak için harekete geçeceğiz’ açıklamasının zamanlaması mükemmeldi.
ABD’nin PYD terör örgütünü koruma amaçlı teklifinden vazgeçmeyeceği belli.
Çünkü ABD’nin binlerce TIR silah ve mühimmat yığdığı bölgede asıl amacının DAİŞ’le mücadele olmadığını artık anlamayan kalmadı.
Türkiye DAİŞ’in elindeki bölgeye (el-Bab) harekât düzenliyor ve birkaç haftada orayı temizliyor, ama 60 küsur devletten oluşan koalisyon gücü senelerdir DAİŞ’i bitiremiyor!
Bitiremiyorlar çünkü mücadele falan etmiyorlar, amaçlarına ulaşmak için DAİŞ’i bahane ediyorlar!
***
ABD aslında DAİŞ’le mücadele etmiyor. ABD öyle iddia ettikleri gibi Kürtlerin çıkarını da düşünmüyor.
ABD’nin tek hedefi bu bölgede kukla bir yönetim oluşturupİsrail’in güvenliğini temin etmektir.
Suriye, Irak ve Türkiye’den toprak tırtıklayarak oluşturmayı hedefliyorlar.
Türkiye’deki hendek savaşlarının arkasında bu hain plan yatmaktaydı. Toprakları üzerindeki bu oyunu Türkiye bozmuştur.
Türkiye şimdi de bölge üzerindeki oyunu bozma kararlılığındadır.
***
ABD Türkiye’nin bu kararlılığını görmüş ve masaya oturmuştur.
ABD ya Türkiye’nin teklifini kabul edip geri adım atacak ve artık adı Barış Koridoru olan güvenli bölgenin ikamesini kabul edecek ya da terör örgütüne desteği tercih edecek.
Ayrıca şurası da bir gerçektir ki ABD Türkiye’nin stratejik ortağı falan değildir.
Devlet erkânı diplomatik olarak bu deyimi kullansalar da ABD ne ortaktır ne de dost! Truva atı gibi bir şey!
Her halükarda Türkiye’nin Fırat Nehri’nden Irak sınırına kadar oluşturulacak barış koridoru planı hazırdır ve harekât için uygun zaman kollanmaktadır!