Gündem hızla karadan suya çekildi. Mavi Vatan, Doğu Akdeniz, Libya anlaşması, Kanal İstanbul derken suların ne kadar ısınmış olduğunu da test ettik.
2019 sonunda Türkiye gündemini aniden hareketlendiren Kanal İstanbul 2020’de ise dünyanın gündemi olacak. Belli ki Türkiye’yi durdurmak isteyenlerin canını epey sıkacak.
Raporları tartışmaları takip ederken projenin dünü ile bugünü arasındaki tutarlılık bilhassa dikkatimi çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul’u Başbakan sıfatıyla ve “Çılgın projem” diyerek 27 Nisan 2011’de ilan ediyor. Aradan geçen zaman gösterdi ki aslında her şey tam da dediği gibi oluyor.
Bugün söyleneni dün ilan edilenle karşılaştırmak isteyenler için küçük bir kısaltmayla aktarıyorum.
“Alparslan bir hayal kurmuş, Anadolu’nun kapılarını aydınlığa aralamıştır. Fatih Sultan Mehmet hayal kurmuş, gemileri karadan yürütmüş. Süleymaniye Mimar Sinan’ın önce hayallerini süslemiş, ardından İstanbul’un incisi olmuştur. Bütün büyük adımlar bir hayalle başlamıştır. İşte biz de ülkemiz için milletimiz için hayaller kurduk. Hayalleri gerçeğe dönüştürmek için koştuk. Çöp dağları vardı İstanbul’da. 39 vatandaşımız çöp patlamasında öldü. İktidarda CHP vardı. Biz buraları parka dönüştürdük. İstanbul’u suyla buluşturduk. Haliç temizlenmez diyorlardı, temizledik. Yılmadık, hayallerimizi yitirmedik. Üçüncü köprü dedik. CHP’lilerin eteği tutuştu. Bu zihniyet birinci köprüye de karşıydı, ikinci köprüye de. Marmaray’a da karşıydı.
BİR ÇEVRE PROJESİ
“Bugün bu muhteşem şehre yeni bir eseri kazandırmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu muhteşem proje, şahsımın ve arkadaşlarımın olduğu kadar yüzlerce yıl öncesinde İstanbul sakinlerinin de hayalidir. Türkiye 2023’e böyle büyük, çılgın ve muhteşem bir projeyle girmeyi hak etmektedir dedik ve adımını attık.
Bu proje çok boyutlu bir projedir. Enerji, ulaştırma, bayındırlık, eğitim, istihdam projesidir. Bu proje bir şehircilik projesi, aile projesi, konut projesidir. En önemlisi de bu proje bir çevre projesidir. İstanbul’u ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını, yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir.
TİTİZLİKLE ÇALIŞTIK
Çok uzun süre projenin üzerinde büyük titizlikle çalıştık. İstanbul’un Avrupa yakasında, Karadeniz ile Marmara arasına yaklaşık 45-50 km uzunluğunda bir kanal yapıyoruz. Kanalın su derinliği yaklaşık 25 metre, su yüzeyinde genişlik 145-150 metre civarında olacak. Kanaldan 300’lük gemiler geçebilecek. Kanal üzerine inşa edeceğimiz köprülerle kara ve demir yolu ulaşımı hiçbir kesintiye uğramayacak. Kanalın inşası sırasında çıkacak milyonlarca metreküp hafriyat büyük liman ve havalimanı yapımında, sönmüş maden ocaklarının kapatılmasında değerlendirilecek.
BOĞAZ TRAFİĞİNE SON
Meydana gelen kazalar Boğaz'ı adeta cehenneme çevirdi. Türkiye milli gelirinin yüzde 40’ını sağlayan İstanbul’u böyle büyük bir tehditten kurtarıyor, İstanbulluların can güvenliğini sağlamak, kültür varlıklarımızı muhafaza etmek adına adım atıyoruz. Kanal İstanbul ile boğaz trafiğini sona erdiriyoruz. İstanbul Boğazı, su sporlarının yapılacağı, kent içi ulaşımın kolaylaşacağı bir tabiat varlığı olarak eskiye geri dönecek. Marmara’da demirleyen gemilerden büyük oranda kurtuluyoruz.
SU DURGUN OLMAYACAK
Proje kongre, festival, fuar merkezleriyle, spor tesisleriyle, konutlarıyla yeni bir yaşam merkezinin ortaya çıkmasını sağlayacak. Kanalın suyu durgun olmayacak. Yer altı ve yer üstü kaynaklarına zarar vermeyecek. İstanbul’da su sorununa asla sebep olmayacak. Kanalın finansmanı konusunda hiçbir sıkıntı söz konusu değildir.
İstanbul’un Türkiye’nin dünyanın hizmetine böyle bir projeyi sunmak inşallah AK Parti’ye nasip olacaktır. Ben bu muhteşem projenin bu çılgın projenin ülkemize milletimize İstanbul’umuza hayırlı olmasını Rabbimden temenni ediyorum.”