1. ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdıklarını ve Büyükelçiliğin Kudüs’e taşınması kararı aldığını açıklaması, bölgeyi ve dünyayı karıştıracak bir provokasyondur.
2. Suriye’de kullanma tarihi sona eren IŞİD militanları, şimdi bu kararı gerekçe göstererek hem İslam coğrafyasında, hem dünya başkentlerinde yeni saldırılar, katliamlar yapacaklardır. “İslamî radikalizm” söylemi Batı basınının, bilhassa ABD’deki Yahudi lobisinin kontrolündeki medyanın köpürtmesiyle gündemi işgal edecektir. IŞİD’i kuran ve kullananlar, şimdi radikal İslamî akımları tahrik edecek, yönlendirecek ve İslam’a karşı büyük bir algı operasyonu yürütülecektir.
3. Trump, uluslararası hukuku ve BM Güvenlik Konseyi kararlarını hiçe saymıştır. Ancak ABD’ye, bu kararından dolayı yaptırım uygulanması söz konusu değildir. Kendini dünyanın jandarması gören ve silah gücü (bilhassa nükleer gücü) tüm ülkelerin silah gücünün toplamından fazla olan ABD, “gücün haklılığı” hastalığına yenik düşmüştür.
4. Bu karar, Amerikan milli menfaatlerine aykırıdır. İslam ülkelerini, Hıristiyan kamuouyunu karşısına almak, ABD’nin milli menfaatleri ile bağdaşmaz. Demek ki Trump üzerinde başka güçlerin etkisi ve baskısı vardır.
5. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Yunanistan gezisi öncesi Esenboğa Havaalanında yaptığı konuşmada can alıcı bir soru sordu. Trump’a, “sen kime yaranmaya çalışıyorsun'' diye seslendi.
Trump, ABD’deki Yahudi lobisine yaranmaya çalışıyor. Sebebini belirtmeden önce ABD’de yönetim gerçeği ile ilgili ilk elden bilgi aktarayım.
Emekli Büyükelçi, eski CHP Milletvekili Şükrü Elekdağ, geçen hafta Habertürk TV'de katıldığı canlı yayınında şunları söyledi:
“Ben Amerika'da 10 sene görev yaptım. (Türkiye’nin Washington Büyükelçisiydi) Amerikan Kongresi'nde İsrail aleyhine konuşamazsınız. Konuşan bir senatör, seçilmez bir daha. İsrail lobisi hemen harekete geçer. İsrail aleyhinde olan kişinin karşısına birini çıkarır. Mali yardımda bulunur. Onu seçtirir. Ben bunu gördüm...”
Trump neden Yahudi lobisinin kucağına düştü? Neden onlara yaranmak zorunda kaldı?
Trump, 20 Ocak’ta Başkanlık koltuğuna oturduğundan beri Yahudi lobilisinin kontrolündeki kurumlar, güç odakları ve medyasının baskıları altına girdi. Kendi tayin ettiği bakanları, bürokratları görevden almak zorunda kaldı. Yakın çevresinden bazıları istifa edip, Trump’ı terk ettiler. Trump’ı bunalttılar.
Yahudi lobisinin kontrolündeki medya yoluyla Trump ekibinde yer alan herkes karalama kampanyalarının hedefi oldu. Çekirdek ekibindeki istifaların sayısı 10'u buldu. Başkanlık Konseyi'nden ve danışmanlıktan çekilen işadamlarıyla birlikte sayı 30'a yaklaşıyor.
Trump Yahudi lobisi tarafından öyle bir cendereye sokuldu ki istifa etmek, ya da azil tehdidi altında istenenleri yapmak zorunda kaldı. Trump, kendinden önceki birçok ABD Başkanı gibi ikinci yolu seçti, boyun eğdi ve yaranmaya başladı…
6. Avrupa Birliği üyesi ülkelerden ve Vatikan’dan gelen tepkiler göstermeliktir. Ağırlık ve caydırıcı bir tepki gelseydi Trump Kudüs provokasyonuna cesaret edemezdi. Yahudi lobisi ile ABD’deki Neoconlar bu konuda birlikte hareket ediyorlar. (Neoconlar; ABD’de 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra orta çıkan ve İslam coğrafyasını tehdit kabul eden, Haçlı zihniyetinin hortlaması demek olan siyasi akımın temsilcileri)
Müslümanlar söz konusu olduğunda Haçlı zihniyeti ile Siyonist zihniyet hep birlikte hareket etmiştir.
7. İsrail Dışişleri Bakanı Emanuel Nahson, “Kudüs, Yahudilerin üç bin yıllık başkentidir” dedi. Tarihin derinliklerine giden bu zihniyetin hedefinde evet, Nil’den Fırat’a kadar olan toprakları işgal vardır. 2. Abdülhamid, Siyonistlerin bu hedefini engellediği için 27 Nisan 1909’da tahttan indirildi. 2. Abdülhamid'e hal kararını bildirmek için gelen 4 kişilik heyette Selanik mebusu Yahudi Emanuel Karasu ve Ermeni Aram Efendi vardı.
Bugüne ışık tutacak bir bilgi daha ekleyelim: “Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda, isyancı Şerif Hüseyin’in oğlu Emir Faysal, Siyonist lider Weizmann’la görüşerek (1919) Filistin’e Yahudi göçmen yerleştirilmesini kabul etmişti. Buna karşılık Weizmann da Faysal’ın ‘Arap kralı’ olmasına destek verecekti! (Taha Akyol, Hürriyet 7 Aralık 2017)