İngiltere'nin haftalık dergisi The Economist işaret fişeğini attı. 21 Ocak 2023 sayısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti iktidarıyla ilgili hazırladığı dosyada, seçimlere müdahalenin işaret fişeğini attı.
Neymiş, "Türkiye diktatörlüğün eşiğinde"ymiş. Batı'lı liderler artık devreye girmeliymiş... İmamoğlu ve HDP'ye yönelik muhtemel yasaklarla ilgili konuşarak Erdoğan'ı uyarmaya hemen başlasınlarmış...
Belli güç odaklarının sözcüsü İngiliz dergi, 6'lı masaya da yol göstermeyi ihmal etmiyor: "Cumhurbaşkanı'nı yenmek istiyorlarsa muhalefetin, Kürt oylara ihtiyacı var..."
Batı başkentleri, bilhassa ABD, muhtemelen 14 Mayıs'ta yapılacak seçimleri Erdoğan'ı devirmek için son bir fırsat olarak görüyor.
15 Temmuz 2016'da FETÖ'yü kullanarak darbe seçeneğini kullandılar, başaramadılar.
Hatırlanacaktır, Biden, seçilmeden önce New York Times editörleri ile yaptığı konuşmada, Erdoğan'dan kurtulmak için açıkça şunu söyledi: "Türkiye'de muhalefet ile doğrudan iletişimde olup, onları destekleyip Erdoğan'ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, darbe ile değil, seçimle..."
Bakınız üç gün önce, Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, tıpkı The Economist gibi devreye girdi. Bunlar tesadüf olabilir mi?
Bolton, Wall Street Journal gazetesindeki makalede, Batı'nın Türkiye'deki muhalefete yardım etmesi halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın durdurulabileceğini yazdı. "Erdoğan'a karşı koyulmazsa, işler daha da kötüye gidecek" tehdidinde bulundu.
İşler kimin için kötüye gidecekmiş?
Ayasofya'nın camiye kavuşmasını asla unutmuş değiller.
Türkiye'nin; Libya'da, Azerbaycan'da, Kuzey Irak'ta, Suriye'nin Kuzeyinde, Afrika'da güçlenmesi, onlar için işlerin kötüye gitmesiydi.
Biden, dediklerini hangi yollarla, vasıtalarla, ne şekilde yapacak?
Aslında pek çok ülkede demokrasiye yönelik darbelerle ilgili ABD'nin neler yaptığını az çok biliyoruz.
Bizdeki 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat darbelerine, son olarak FETÖ ihanetinin öncesine bakınca ne yapacakları belli.
Siyaseti bir kavgaya dönüştürecekler... Ekonomi üzerinden baskılarını artıracaklar... Anarşiyi körükleyecekler, terörü azdıracaklar, suikastlar, sokak hareketleri üzerinden kaos senaryolarını devreye sokacaklar.
Yunanistan'ı bir daha kullanmayı düşünecekler.
Amma unutmamaları gereken bir gerçek var: Türkiye, o eski Türkiye değil.
6'lı masadaki özgüvene bakılırsa, Biden epey garanti vermiş, muhalefeti epey cesaretlendirmiş görünüyor.
Ancak 6'lı masadakiler unutmasın, bu ABD, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e de çok teminat verdi, onlara da "bu iş tamam" dedi.
ABD'nin ve FETÖ'nün planını milletimizin 15 Temmuz dirilişi yerle bir etti.
Yabancıya güvenmenin, millet düşmanlarına bel bağlamanın neticesini FETÖ hainleri gördüler.
Sadece onlar değil. Darbe başarılı olsaydı FETÖ'nün siyasi rantlarına tav olanlar da hüsrana uğradılar.
6'lı masa, Batı'nın garantilerine, teminatlarına bel bağlamasa.
Masadakilerin bazıları ABD Büyükelçisi ile çok sıkı fıkılar. Adaylık için yanıp tutuşan kimileri balıkçıda şurada burada oturup kalkıyorlar. Kılıçdaroğlu ABD'ye, İngiltere'ye, Almanya'ya gidip duruyor.
Birkaç gün önce de Avrupa Birliği ülkelerinin büyükelçileri ile akşam yemeğinde buluştu. AB elçilerine seçimleri kazanacaklarını söyledi.
6'lı masadaki siyasiler zinhar kendilerine verilen vaatlere kanmasınlar.
Kılıçdaroğlu bir zamanlar FETÖ'nün gazına gelip, "Erdoğan kaçacak, yakalayıp getireceğim" demişti.
Millete dönün. Millete yaslanın. Batı'nın yolları ihanet taşları ile döşeli.
Yapmayın, etmeyin. Bunların oyunlarına gelmeyin...