Siyasette artık 'saatler' çok önemli. Zira adaylıklar ve ittifaklar için günler sayılı.
CHP, İyi Parti (İP) ve Saadet Partisi (SP) arasındaki trafik hem uzadı hem hızlandı.
O yüzden anlık değişkenlere göre yorum ve analizleri ekranlara bırakalım; sadece siyasi trafiğin 'iki başlık' üzerinden yürüdüğünü söylemekle yetinelim.
Zira Abdullah Gül üzerine inşa edilmeye çalışılan'ortak aday' formülü düştü.
Geriye iki başlık kaldı:
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasını sağlamak ve AK Parti'nin TBMM'deki sandalye sayısını çoğunluk sayısının (301) altına düşürmek.
Cumhurbaşkanı seçimine her partinin kendi adayıyla girmesiyle, 'muhalefet bloku'nu yüzde 50+1'in üzerine çıkarmak hedefleniyor.
Aynı turda yapılacak milletvekili seçimlerinde de, hangi seçim bölgesinde hangi partinin oyu veya adayı güçlüyse o partiye destek vermek planlanıyor. Buna HDP de dahil. Zira herkes 'aday trafiği'ne bakarken, bir yandan da CHP-HDP arasında 'ittifak trafiği' yürüyor.
İki eksen de 'her şey yolunda giderse' şartına bağlı.
AK Parti de bu planlardan habersiz değil elbette. Zira siyasi akıl konusunda muhalefetle kıyaslanamayacak başarıları ve deneyimleri var.
Saha çalışmalarını AK Parti de yapıyor. Bütün seçim bölgelerinde 'cumhur ittifakı'nın ve diğer partilerin durumu tespit ve analiz ediliyor.
Muhalefet ittifakının ortaya çıkmasından sonra AK Parti'nin ve 'Cumhur İttifakı'nın hamlesini göreceğiz.
***
Ankara'nın bir başka trafiği de genel merkezleri ve siyaset kulisi yapılan mekanları kilitlemiş durumda: Aday adayı trafiği...
Birkaç hafta öncesine kadar sakin olan genel merkezler bugünlerde dolup taşıyor.
Özellikle AK Parti'de yönetim katında bütün bekleme salonları eski milletvekilleri, yeni aday adayları ve onlara 'referansları' ile dolu.
Ancak benim edindiğim izlenim, genel başkan yardımcılarını ziyaretin, referansların, torpillerin çok işe yaramayacağı yönünde.
Başvurular ve aday dosyaları belirleyici olacak.
***
Önemli bir nokta da 'üç dönem kuralı'...
Dün arka arkaya AK Partili belediye başkanlarının adaylık için istifa haberleri geldi.
Nedenini sordum; "Üç dönemi dolduranlara dün (önceki) gece haber gönderildi. 'Milletvekilliği için aday olmak istiyorsanız şimdi olun, yoksa Mart 2019 yerel seçimlerinde 3 dönem kuralına takılabilirsiniz' denildi" cevabını aldım.
Bazı belediye başkanlarının da üç dönemleri dolmamasına rağmen başarılı bulunmadıkları ve milletvekili aday adaylığı formülü ile koltuklarını bırakmalarının sağlanacağı da konuşuluyor.
AK Parti'de üç dönem kuralına takılan 24-25 milletvekili var. Bunların bazıları da bakan. Lütfü Elvan, Mehmet Şimşek, Fikri Işık ve Veysel Eroğlu gibi.
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık'la dün sabah konuştum;
"Üç dönem kuralını siyaset için yararlı görüyorum. Aday olmayacağım" dedi. Ama 'ara vermeyi' düşündüğünü söyledi, siyasetten çekilmeyi değil.
Ama bitirmeden söyleyelim, üç dönem kuralı daha önce 'istisnalar' ile uygulanmıştı; yine istisnaların olacağı belirtiliyor.
Üç dönemlikler için az da olsa bir 'umut' var.