28 Şubat sürecinde dindarlara uygulanan baskının bir ayağı medya idi.
Medyada bazı yazarlar Müslümanların kafilelerle umreye gitmesinden rahatsız olmuş ve umrecilerin Arabistan çöllerinde silahlı eğitim aldıkları istikametinde yazılar yazmışlardı.
Bunun üzerine umrecilerin kontrol altında tutulması için her kafileye Diyanet’ten bir görevlinin refakat etmesi, bu görevlinin ücretinin de umreciden tahsil edilmesi kararlaştırılmıştı. (Umrecilere Diyanet görevlisi şartı ve mâli külfeti 28 Şubat’ın eseridir.)
Bu sıra dışıuygulama halen devam etmektedir ve geçen sene kişi başına 50 dolar alınmaktaydı bu sene ne kadar olacak bilinmiyor.
***
Bazı sıra dışı haksız uygulamalara zamanla alışıyoruz ve yapılan adaletsizliği unutuyoruz.
Umre, verilen hizmetler itibariyle diğer turistik seyahatlerde olduğu gibi varılan anlaşma dâhilinde yolcuya hizmet vermektir.
Dünyanın neresine giderseniz gidin uçak biletlerinde indirime varıncaya kadar her türlü kolaylık vardır.
Ama eğer mukaddes topraklara gidiyorsanız hac ya da umre yapacaksanız zorluklar başlıyor.
***
Mesela Avrupa’ya, Amerika’ya, Afrika’ya seyahate çıksanız turizm bakanlığından size bir memur refakati diye bir uygulama olmadığı gibi ek bir ücret de talep edilmemektedir.
Ama hac ya da umre yapacaksanız mutlaka Diyanet’ten bir görevli almak ve kişi başına 50 dolar Diyanet’e bir miktar da TÜRSAB’a ödeme yapmak zorundasınız.
Uçak biletlerindeki fahiş fiyat da cabası.
Aynı mesafede batıya uçtuğunuzda ödediğiniz bilet bedelinin birkaç katını ödüyorsunuz.
***
Bu ayrıcalıkibadet etmek isteyen Müslümana haksızlık değil de nedir?
Hadi diyelim ki umre bir ibadet Diyanet de umrecilere faydalı olmak için böyle bir uygulama yapıyor. (Kaldı ki her şirketin bu işin uzman personeli fazlasıyla mevcuttur!) o zaman doğru ve âdil olan bunun mecburi olmaması isteğe bağlı olmasıdır.
İsteyen şirket Diyanet’ten memur alır ve ücretini de öder, istemeyen de almaz.
Ama öyle değil Paris’e eğlenmeye gidersen kimse senden ek ücret istemez, Mekke’ye gidersen Diyanet ayrı TÜRSAB ayrı bedel ister.
Bu haksızlıktır, adaletsizliktir, ibadete zorluk çıkarmaktır.
Gözümüzden kaçmış, hatırlatmak istedim.
Hem hükümetimize hem de Diyanetimizin yeni başkanına!
HAMİŞ:
İsmail ağabeyin tepkisi
Milli Görüş’ünyeni partisiyle ilgili yazımı İsmail Müftüoğlu ağabey beğenmemiş; yayınladığı bir makalede kurulacak partiye sahip çıkarak beni de “Starın sakallı Resul’u” diyerek istiskal etmiş.
Büyüğümüzdür, saygıda kusur etmedik, etmeyeceğiz.
Sadece İsmail ağabeyin, AK Parti hükümetlerinin ekonomide başarısız olduğunu ispat için artan dış borcu zikredip gelirleri zikretmemesine mukabil, ‘2002 yılında 232 milyar dolar olan gelirin, 2016 yılında ise 857.7 milyar dolara çıktığını hatırlatmak istiyorum.