Azerbaycan'ın kadim topraklarından Karabağ'ın en güzel kenti idi, Hocalı. Yemyeşil dağlar, ormanlar, ırmaklar çevresinde bu kent, Karabağ'ın tamamı gibi müziği, şiiri, ninnileri, yazarların eserlerine konu olan akil insanları ile normal bir gününü yaşıyordu. Karabağ’da savaş ateşi yakılmıştı. Azerbaycan evlatları, kendi toprakları için ölümüne savaşa hazır idi. Nitekim ki verdiği 30 bin şehidi ile bunu kanıtlamıştır. Coğrafyanın tamamında fitil ateşlenmişti.
1985 senesinde Ermeni lobisinin önde gelen üyeleri Yunanistan’da Atina’da bir toplantı gerçekleştiriyor. Orada iki bölge hedef olarak masaya yatırılıyor. Gürcistan ve Azerbaycan! Hangi bölgeden başlatılmalı, “Ermeni yalanı” üzerine kurgulanan “büyük toprakları” kurma hayali! Karar, “Karabağ” olarak belirleniyor. Buna ev sahipliğini, NATO ülkesi Yunanistan yapıyor. Perdenin arkasında; ABD’nin, Sovyetleri çöktürme planı! Etnik savaşlar, bunun için biçilmiş kaftan. Sovyetlerin başında Gorbaçov vardı. Eşi Raisa Gorbaçova, ziynet ve hediye eşyaları çok severdi. Ermeni asıllı Sovyet vatandaşı olup, belli noktalara kadar yükselen sözde aydın ve akademisyen kişiler başta Elena Bonner olmak üzere, bu süreçte Batı’nın planını Sovyet yönetimi üzerindeki etki ile gerçekleştirmeyi başardı.
Evet, Sovyetler Birliği çöküşe mahkum idi. ABD, bu süreç içerisinde özgürlük hareketlerini de haliyle destekledi. Karabağ’da toprakları istemeye kalkan Ermeni milliyetçi Taşnak unsurları, Azerbaycan’ın da karşılık vereceğini iyi hesapladı. Halk ayaklandı. Karabağ’da, etnik karşı duruş sabah başladı. Biraz sonra bu tüm Sovyet ülkesini kapsayacak. Moldova, Gürcistan, Ukrayna, Rusya Federasyonu’nun içerisindeki topluluklar dahil, herkese isyan bayrağını çekecektir. Sonuç; 30 sene önce planlanmış süreç, gerçeğe dönüştü.
Ermeni lobisi ve Ermeni ordusu, her taraftan destek alıyordu. Lobinin etkisi bu süreci derinleştirdi. Sovyet ittifakını yöneten Gorbaçov, eli 20 Ocak 1990 senesinde Azerbaycanlıların kanına bulaşmış bir katil olarak, Azerbaycan tarihine izini bırakmış oldu. Karabağ savaşı giderek vahim bir durum aldı. Ve bu durumdan nemalanan Ermeni grupları, Taşnak zihniyeti ile katliamlara karar verdi. Bu kararın altında da, Karabağ’da karşılarına çıkan, yiğit Müslüman Türk evlatlarının savaşçı ruhunu yenemeyecekleri hakikati idi. Bu nedenle toplumu korkutacak, derin iz bırakacak bir vahşete ihtiyaç duydular. Hocalı, işte bunun için tercih edildi. Hocalı’da; kadın, çocuk, yaşlı bakmaksızın insanlık suçu olan bir tablo ortaya çıktı. Gencecik kız çocukları, yaşlı dedeler ve hamile kadınlar, ağıza alınması mümkün olmayan işkencelerle karşı karşıya kaldı. Masum insanların katli, 25’i 26’sına bağlayan gece yaşatıldı. O tarih, insanlığın yüzkarası gecedir. Feryat kokan gece! İmdat dilenen gece! Kimsenin imdada gelmediği gecedir, o gece! Türk tarihi, bu feryadı kendi hafızasından hiç bir zaman çıkarmayacak...