Irak Kuzey Yönetim Bölgesi (IKYB) 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapmakta ısrarcı.
Tabiatıyla bağlı olduğu merkezi Irak yönetimi bölgenin ayrılmasına muhalefet ediyor.
Yoğun Kürt nüfusa sahip ülkeler yani Türkiye ve İran da karşı çıkıyor.
Türkiye ve İran’ınKürt bölgesinin Irak’tan kopmasına karşı olmaları milli güvenlik ve toprak bütünlüğünü tehdit etmesi sebebiyledir.
Çünkü Kuzey Irak’ın merkezden kopması gelecekte güneydoğusunun da Türkiye’den kopması anlamına geliyor.
Bu kadar net.
***
Peki referandum savaş sebebi midir?
Referandum savaş sebebi değildir. Çünkü referandum ile bağımsızlık ilan edilmiyor, halkın görüşü soruluyor. Bağımsızlık kararını bu görüşten yola çıkarak IKYB verecek.
IKYB itibar kaybına uğramamak için referandumdan vazgeçmiyor ama komşularının ve diğer güçlerin tepkisini hesap ederek bağımsızlık kararı vermeyebilir!
Verirse savaş sebebi olur mu? Olur, ama bu savaş önce Irak merkezi yönetimiyle olur.
Bu durumda toprak bütünlüğünü savunan Türkiye de merkezi yönetime destek verir.
***
Fakat mesele bundan ibaret değil.
IKYB’nin sadece Kürt bölgesini değil, çoğunluğunu Türkmenlerin teşkil ettiği ve tartışmalı olduğu Irak anayasasıyla da belirlenmiş olan Kerkük ve benzeri bölgeleri de ilhak etme eğiliminde olduğu görülüyor.
DolayısıylaIKYB hem bağımsızlık talebiyle hem de Kerkük ve benzeri şehirleri ilhak girişimiyle Türkiye’nin tepkisini ikiye katlamış oluyor.
“Musul ve Kerkük’ün Lozan’da karara bağlanmadığı ancak Ankara anlaşmasıyla birleşik Irak’a bırakıldığı, Irak’ın parçalanması halinde Türkiye’nin bu bölgede hak iddia edebileceği” fikrini savunan Türk siyasetçilerin varlığı ve bu düşünceyi zaman zaman seslendirmelerinin hesaba katılmadığını söylemek ne kadar mümkündür bilemiyorum!
***
Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak devletimin komşu ülkelerin toprak bütünlüğünü savunması fikrini destekliyorum.
Bir Müslümanolarak da İslam coğrafyasının parçalanmasını değil bütünleşmesini savunuyorum. Bu sebeple de ne Irak’ın kuzeyinin bağımsızlığını ne de Suriye’de yeni devletçiklerin oluşmasını doğru bulmuyorum.
Kuzey Irak’ın ve kuzey Suriye’nin merkezden koparılması fikrini İsrail ve ABD’nin destekliyor olmasının ötesinde bizler Müslümanlar olarak daima birlik ve beraberliği savunmak durumundayız.
Asıl olan Müslüman ülkeler arasındaki sınırların kalkmasıdır. Bugün bu mümkün olmadığına göre ona en yakın olanı savunmamız gerekir.
Yani Müslüman ülkeler arasında serbest dolaşım, serbest ticaret, gümrük birliği, ekonomik birlik askeri birlik.
Bunlar pekâlâ mümkün.
Arap baharından önce Türkiye bu birlikteliği büyük oranda gerçekleştirmişti. Emperyalist güçler Arap baharını kışa çevirerek bu birliğe mani oldular.
***
Hasılı kelam,Irak’taki bağımsızlık talebini İsrail’in destekliyor olması, Suriye’deki terör örgütlerine devletçikler kurdurma projesine İsrail’in hâmisi ABD’nin bütün gücüyle destek vermesi açıkça gösteriyor ki, atılan adım ne bölge halklarının ne de İslam ümmetin menfaatine bir adımdır.
Dolayısıyla Kuzey Irak’taki referanduma ‘evet’ demek coğrafyamızın daha da parçalı hale gelmesi ve bölge üzerinde emelleri olanlara kolay lokma hazırlanması demektir.
Bu itibarla Kuzey Irak’ın merkezden kopması ve Suriye’de terör örgütlerine devlet kurdurulması, emperyalist ve Siyonist güçleri sevindirecek gelişmelerdir.
Asıl soru şu, bizler birlik ve beraberliği koruyarak kendi ülkelerimizin ve İslam ümmetinin menfaatine mi yoksa parçalanarak emperyalizmin çıkarına mı hizmet etmeliyiz?