Olayları, yorumsuz bir şekilde alt alta yazdığınız zaman bile dertlerinin ne olduğunu anlıyorsunuz.
Bakmayın siz, uluslararası çevrelerin Türkiye ile ilgili girişimlerinden ve siyasi mühendislik çalışmalarından bahsedildiği zaman abartılı bulan çevrelere…
2013 yılında Gezi olayları ve 17/25 Aralık ile başlayan süreçte tek hedef Türkiye’ye format atmak. Öyle bir format ki, zayıflatılacak bir Türkiye’nin kendisine empoze edilen her türlü senaryoya itiraz edemeyecek bir hale getirileceği bir format olacak bu.
Ve uluslararası menşeli bu çevreler, bu senaryoları alt edildikçe farklı bir çehreye bürünerek, farklı oyunlar deneyerek yeniden yeni oyunlar sahneye koymaktan çekinmiyorlar. Biliyorlar ki, gücünü milletinden alan bir lideri, lideriyle buluşan bir milleti zayıflatamazlar, istedikleri gibi manipüle edemezler. Var güçleriyle yeni senaryolar peşinde koşuyorlar. Koşacaklar.
24 Haziran seçimleri için de denemedikleri plan bırakmayacaklar geride.
Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı’ndan, Türkiye’yi de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden ayırmak için ellerindeki tüm kozları piyasaya sürecekler…
Suriye’yi ve Irak’ı bölmek, terör unsurlarını meşrulaştırma cüretini hayata geçirmek ve bunun akabinde de Türkiye sınırlarını değiştirmek bu çevrelerin nihai hedefi. Bunu açık bir şekilde belirtelim. Ki bu hedef, uzun bir süredir saklanamaz bir şekilde ortada duruyor.
FETÖ ihanet çetesi 15 Temmuz gecesi o darbe girişimine kalkışırken de amaç, Türkiye’nin, o darbenin ardından işgal edilerek parçalanmasına ses çıkarmayacak bir çerçevenin ortaya çıkmasıydı.
Ancak millet ve lider, o geceyi bir zafere dönüştüren iki asli unsur oldu. Şimdi daha da bilendiler…
O nedenle, asla bir araya gelemeyecek siyasi referansları buluşturup, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı harekete geçirmeye çalışıyorlar.
İlk denemeleri şimdilik başarısızlığa uğramış gibi görünüyor. Bir hançer operasyonuna kalkıştılar ancak tutmadı.
Bu operasyon girişimini dışarıdan gelen mesajlardan bağımsız düşünebilir miyiz? Seçimlerden endişe duyulduğunu açıklayan uluslararası çevreler, kendi hedefleri doğrultusunda illa ki arayışlara girecekler ülke içinde de… “Seçimler ertelensin” diyenler, kendi adaylarının hazır olduğunu gördükleri anda, “İşte şimdi” diyecekler…
Bunlar farazi cümleler değil… Hedefleri o kadar açık ki…
İşte bu nedenle, 15 Temmuz’da milletin üzerine bombalar yağdıran darbecilerin siyasi ortaklarının 24 Haziran seçimleri için boş durmayacaklarını da açık bir şekilde biliyoruz.
Ancak milletle liderinin arasındaki görünmez bağlar, dualar ve bu ülkenin gerçekleri, tüm bu şer odaklarını da hayal kırıklığına uğratacak.
Allah’ın izniyle…
Milletimiz bir yandan da sessizce belirli kavramların vücut buluşunu izliyor: Vefa, ihanet… Ve bu toprakların insanı neye gönül vereceğini tereddütsüz biliyor.