Türkiye, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin gündeme getirmesi ve Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da seçim tarihini açıklamasıyla birlikte yeni bir döneme girmiş oldu. Özellikle devletin bekası ve ülke güvenliği ile birlikte ekonomiye olumsuz bir etkisi olmaması gibi makul gerekçelerle seçimin 24 Haziran’a alınmış olmasının son derece doğru bir karar olduğunu belirtmek gerekiyor. Devletin toprak bütünlüğü ve anayasal düzeninin tehdit altında olduğu, devletin bekaası için önlemler alınan bu süreçte hangi siyasi görüşten olursa olsun her vatandaşımızın Devletin yanında yer alması gerektiğini düşünüyorum.
MİT krizi ve gezi olaylarıyla birlikte başlayan saldırı ve diz çöktürme dalgası ile hem içeride hem de dışarıda siyaset mühendisliği ile bir yandan yabancı kaynaklarla terör pompalanıyor, bir yandan ekonomi sabote ediliyor, sıkıştırılıyor ve öte yandan da sürekli yeni gündemlerle Türkiye itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Maalesef ana muhalefetin başındaki şahıs da ülkemizi itibarsızlaştırmak için eline tutuşturulan FETÖ’kopileri okumaktan imtina etmiyor.
Seçimde bunlar oldu
7 Haziran seçimlerinde, Ak Parti İstanbul 3. Bölge’de milletvekili adayı olarak yaptığım saha çalışmalarında FETÖ’nün seçim sürecini sabote etmek ve vatandaşları yönlendirmek için olmadık çabalar içerisinde olduğunu gözlemlemiştim.
Seçim döneminde özellikle paralel yapılanmaya mensup bürokratlar tarafından engellemeler ve kasıtlı seçmene olumsuz tesir edecek, görevlerini savsaklayarak gereksiz cezalarla vatandaşı devlete küstüren işlem ve eylemlerde bulunulmuştur. Paralel yapının en yoğun şekilde örgütlendiği Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurumlarda seçim öncesi ve seçim sürecinde olumsuzluğa neden olacak, seçmeni Ak Parti’den uzaklaştıracak eylemler yapılmıştır.
Seçim öncesinde Maliye Bakanlığı birimleri tarafından haklı haksız ayrımı yapılmadan para cezaları yoğun bir şekilde gönderilmiş, ecri misiller yüksek belirlenerek seçim öncesi tebliğ edilmiş, denetimler gereksiz yere yoğunlaştırılarak vatandaşlar ve esnaf tedirgin ve tehdit edilmiştir.
Yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından da seçim öncesi denetimler artırılmış, haksız ve hukuksuz şekilde yüksek miktarlarda para cezaları uygulanarak alelacele seçim öncesi vatandaşlara tebliğ edilmiş, denetimler gereksiz yere yoğunlaştırılarak vatandaşlar ve esnaf tedirgin ve hatta tehdit edilmiştir.
SGK ile ilgili olarak da 7 Haziran döneminde Genel Sağlık Sigortası uygulamasına yönelik cezalar, Okul Aile Birliklerine para cezası uygulanması, geriye dönük 550 bin Bağ-Kur’luya prim farkı ve ceza uygulanması, sistemli şekilde müdürler ve kripto memurlar tarafından seçim öncesinde haklı-haksız değerlendirmesi yapılmadan her konuda vatandaşa para cezası gönderilmesi, dul ve yetim aylıklarının geç bağlanması, vatandaşların haklı taleplerinin yerine getirilmemesi ve vatandaşa kötü muamalede bulunulması gibi hususlar seçim sürecinde olumsuzluğa sebebiyet vermiştir. SGK’nın yanlış uygulamalarının FETÖ’cü basın tarafından olumsuz şekilde haber yapılması da seçmenleri etkilemiştir.
Paralel yapının yoğunluklu olarak örgütlendiği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da seçim döneminde Ak Parti söylemlerinin en önemli argümanlarından olan engelli ve yaşlılara yönelik yanlış uygulamalarıyla seçimde olumsuzluğa sebebiyet vermiştir. Seçim öncesinde bir çok engelli ve yaşlının aylığının kesilmesi, yoksullar için verilen sosyal yardımların sürüncemede bırakılması ve tüm engellilerin ve yaşlıların aylıklarının kesileceği yönünde basında ve kamuoyunda yer alan ifadelere yönelik önlem bakanlık ayağında alınmaması da etken olmuştur.
Bu konudaki haklılığımızın delilini de, gazeteniz STAR’da 9 Aralık 2016’da sevgili dostum Kemal Gümüş’ün ‘FETÖ'den talimat: Devleti kilitleyin’ başlıklı haberde görüyoruz. İtirafçı olan bir vali yardımcısı ve bir kaymakamın ‘Vatandaşın resmi kurumlardaki işlemleri mümkün olduğunca aksatılacak. Yoksullar için verilen sosyal yardımlar sürüncemede bırakılarak, insanların devlete karşı öfkelenmesi sağlanacak’ itirafları gösteriyor ki karşımızda çok organize bir terör örgütü var.
Son günlerde FETÖ mücadelesi iyice duruldu, herkes Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın tek başına mücadele etmesini bekliyor. Bürokraside rakiplerini tasfiye etmek isteyenler, koltuk sevdalıları, geçmişte husumet yaşadığı yada kanunsuz işine engel olan memurların muarızları tarafından FETÖ’cü olarak ihbar edildiğini, bürokraside karalama, tezvirat, iftiranın baskın olduğunu görüyoruz.
24 Haziran’da önlem şart
Trafik uygulamalarından denetimlere, zabıtadan memura, Maliye’den gümrüklere, belediye şoföründen, yabancı çalışma iznine, EDS cezalarından araçlardaki cam filmi yasağına, olağanüstü vergi artışlarından kamu kurumlarının hizmet kalitesindeki düşüşlere kadar ne badireler atlattık. Halen bir çok resmi kurumda vatandaşa kötü muameleden vatandaşın işlerinin lüzumsuz şekilde yokuşa sürülmesine ve sınır kapılarında iş yavaşlatma veya az kapı açarak vatandaşı bekletmeye kadar hep bir frene basıldığı, hastane ve sağlık kuruluşlarında randevu alınamaması ve muayene/tahlil/röntgen vs. işlemlerinde iş yavaşlatmalar, kamu kurumlarında işlerin yokuşa sürüldüğü, yol onarımında kasten sürenin uzatıldığı ve yola araç bırakılarak veya uygulama yapılarak trafikte bilinçli yoğunlaşmalara neden olunduğu, vatandaşın bıktırılmaya çalışıldığı ve devlete karşı öfkelendirildiği izlenimi var.
En işlek caddelerde trafiğin tek şeride düşürülmesi, eskiden birkaç günde biten yol bakımlarının aylarca sürdürülmesi, kamu kurumlarında vatandaşa verilen hizmet verilme süreleri iki üç katına uzaması, kalabalık saatlerde yolların kapatılması, trafik çekicilerinin vızır vızır çalışması, zabıtadan memura, müfettişten uzmana kadar kripto FETÖ’cülerin vatandaşı mağdur etmek için çalıştıkları dikkatlerden kaçmıyor. Olmadık, mantıksız ve saçma uygulamalar çıkartılmasının bir izahı var mı bilemiyorum.
Daha önce de yazdım, vatandaşı bıktırma veinsanları devlete karşı öfkelendirme operasyonu bürokrasi eliyle yapılıyor. Zabıtasından temizlikçisine, müfettişinden denetçisine, müdüründen memuruna, her kurumda vatandaşın en yasal işlerini bile yokuşa süren, yasaya aykırı taleplerde bulunan, denetim ve uygulamalara bir DUR denmezse, önlem alınmazsa 24 Haziranda da FETÖ’nün kriptolarını boş durmayacak. Bizden uyarması….