Sabah Gazetesi’nden Kenan Kıran’ın haberinden öğrendik ki, 2 Nisan 2019 tarihinde İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde yargı darbesi yapılmış. Fethullahçı Terör Örgütü’nün 17-25 Aralık 2013’te teşebbüs ettiği yargı darbesi başarısız olmuştu ama 2 Nisan 2019 yargı darbesi maalesef başarılı oldu!
31 Mart’taki yerel seçiminde sandıktaki örgütlü hırsızlığı tespit ve teşhir eden Ak Parti oyların yeniden sayımını istemişti. Oyların tamamı değil sadece geçersiz oylar sayılırken ve geçersiz oyların da yalnızca yüzde 10’u sayılmış ve Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım lehine oy artışı sürerken İstanbul İl Seçim Kurulu oy sayımını durdurdu. CHP’nin 2 Nisan akşamı mesai saati sonrası verdiği sayımın durdurulması yönündeki dilekçeyi kabul eden ve yetkileri olmadığı hâlde oyların sayımını durduran ve bu yasadışı kararla yargı darbesini gerçekleştiren İstanbul İl Seçim Kurulu’nun üç hâkimesi şunlar: “Müberra Gürdal (Başkan), Fatma Nigar Uçar (Üye), Nihal Koç (Üye).”
Kenan Kıran’ın yargı darbesini ortaya çıkartan haberinden darbenin nasıl yapıldığını okuyalım: “Müberra Gürdal ve iki üye hâkim Fatma Nigar Uçar ile Nihal Koç, 2 Nisan'da mesai bitimi sonrası evlerine gittikleri, saat 20.10'da Çağlayan Adliyesi'ne yeniden giriş yaptıkları kameralarca ortaya konuldu. 3 isim, saat 20.15'te de İstanbul İl Seçim Bürosu'na giriş yaptı. Kurul üyelerinin gelişinden sadece 5 dakika sonra aralarında CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun ve Oğuz Kaan Salıcı, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun da bulunduğu CHP heyeti 5 araçla adliyenin nizamiye kapısından giriş yaptı. Görüntülerde; CHP'li heyetin saat 20.17'de İstanbul İl Seçim Bürosu'na yöneldikleri görülüyor. Görüntülerde ayrıca CHP'li heyetin Müberra Gürdal ve üye hakimlere oyların yeniden sayımının durdurulmasına yönelik itiraz dilekçeleri verdikleri, saat 20.45'te ise adliyeden çıkış yaptıkları açıkça göze çarpıyor.
Gürdal ve iki üye hâkim, CHP'nin başvurusunu işleme aldı ve aynı gece yarısı yasalara aykırı olarak 7 ilçede sayımı durdurdu. Böylece hakimler, 298 Sayılı Seçim Kanunu'nun 100. maddesinde yer alan, "Oyların sayım ve dökümüne derhal başlanır, açık ve aralıksız yapılır. Yapılacak şikayet ve itirazlar işi durdurmaz" hükmünü açıkça ihlal etti. Gürdal ve iki hâkimin oy sayımını durdurabilmek için akşam vakti adliyeye gelmesi, Türkiye Cumhuriyet tarihinde bir ilk olan oy sayımını durdurmaları, CHP-İstanbul İl Seçim Kurulu'nun işbirliğini açıkça gözler önüne serdi.”
Adliyede halkın aleyhine bir şeylerin çevrildiğini geçmiş tecrübelerimle hissediyordum ama Kenan Kıran’ın müthiş gazetecilik başarısıyla ortaya çıkan görüntülerle hakkalyakîn müşahede etmiş oldum.
CHP ile ortaklaşa 2 Nisan yargı darbesini gerçekleşen İstanbul İl Seçim Kurulu’nun başkanı Müberra Gürdal darbe sonrası hemen emekliye ayrılıyor. Kenan Kıran’ın darbeyi ifşaa eden haberi olmasaydı Müberra Hanım ağız tadıyla emekliliğini yaşayacaktı ama bu saatten sonra toplumda darbeci olarak anılacak ve umuyorum ki hakkında gerekli yasal işlemler yapılacaktır.
İstanbul’da Ak Parti’nin talep ettiği oyların tamamının yeniden sayılması yargı darbesiyle engellenmeseydi İstanbullu’nun Binali Yıldırım’ı başkan seçtiği ortaya çıkmış olacak ve boşu boşuna seçime gidilmeyecekti. Yeniden seçim yapmanın maliyet yönünden de faturası, CHP’le birlikte yargı darbesine imza atan İstanbul İl Seçim Kurulu’nun eski üç üyesine kesilmeli; maaşlarına mı el konulur başka bir şekilde mi tahsil edilir bilemem, devletin bileceği iş!
2 Nisan yargı darbesi de gösteriyor ki 31 Mart’ta sandıkta örgütlü operasyon yapılarak halkın iradesi çalınmış. Her şey ayan beyan ortada.