Urfa'nın sıcak bir Nisan güneşi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan biraz önce yüz binden fazla Urfalı'ya yaptığı konuşmasını tamamladı ve Şanlıurfa Ticaret Borsası Binası'na geçti. Bu satırları, Urfa Borsası önünden yazıyorum. Meydandan yansıyan enerjiyi hissederek.
Miting meydanı, Türk bayrakları ve kırmızı balonlarla tam bir şölen meydanıydı aynı zamanda. Referandum gezileri sırasında kullanılan otobüsün üzerine çıkıp, Cumhurbaşkanını dinleyen kalabalığı izlediğim zaman, 16 Nisan'da Urfa'dan çıkacak olan oyun rengini de görmüş oldum aynı zamanda. Ucunu göremediğim bir insan seli vardı karşımda. Urfa, "evet" diyecek. Yazın bir kenara.
Önceki gün de Çorum'daydık. İzmir, Yenikapı, Adana, Hatay, Balıkesir, Bursa, Zonguldak, Diyarbakır ve Kahramanmaraş. Ankara'yı da ekleyelim.
Bütün bu kentlerin arasında meydan coşkusu itibarıyla ön plana çıkanlar oldu. Cumhurbaşkanı'nın mitingler sırasında, meydanla kurduğu birebir ilişki görülmeye değer. Bir mülakatında, "Meydanların dilinden anlarım" derken tam da bunu kastediyor.
Kampanya süresince yedi düvel bir oldu. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için yapılacak olan referandumda "hayır" oyu çıkması için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Ama şimdi "hayır" cephesinin bile kabul ettiği bir noktadan bahsediyoruz.
Avrupa basınında, referandumda "az farkla da olsa evet çıkacak" minvalinde yazılar okumaya başladık. Dipnot düşüyorlar tabi. Kampanyaya yönelik eleştiriler başladı. Batı basınında kampanyanın ilk günlerinde çıkan saldırgan haberler, bir süreliğine durulmuştu. Şimdi yeniden o haber ve yorumlar yükseliş trendine girdi. Son kozları için elbette. Miting meydanlarındaki katılımı düşük gösteren "haberler" de bu kozlardan. Katılım sayılarını şişirmek ne kadar illüzyona hizmet ediyorsa, olanı yok saymak da o oranda, kötü niyete tekabül ediyor.
Son düzlükteyiz. Hayatımda ilk kez bir referandum kampanyasını, bu kadar yakından takip ediyorum. Üstelik böylesine önemli bir sistem değişikliği oylaması öncesi. Sonucu, meydanlara bakıp tahmin etmeye çalışıyorum. Fazla zorlanmıyorum. O kadarını söyleyeyim.
Tabi Erol Olçok'suz ilk seçim. Yıllarca, Cumhurbaşkanı'nın bütün seçim ve büyük organizasyonlarının sorumluluğunu üstlenmiş olan Erol Olçok darbe/işgal girişimi gecesi 15 Temmuz'da oğlu Abdullah Tayyip ile birlikte darbeciler tarafından katledilmişti. Önceki gün Çorum'daki mitinge Cumhurbaşkanımızla birlikte katılan Cevat Olçok'a, Erol Olçok'un 15 yaşındaki oğlu da eşlik ediyordu. Olçok'lar Çorumlu. Çorum'da, o anda, Erol Olçok da meydanı gülümseyerek izliyordu adeta. Allah binlerce kez rahmet eylesin. Yakınlarına tekrar tekrar sabır versin.