Fetullahçı Terör Örgütü üzerinden Müslüman Anadolu topraklarını işgal teşebbüsünün gerçekleştiği 15 Temmuz akşamı halk işgalciyi, minarelerden okunan ezan, salâ ve tekbirlerin önderliğinde püskürttü.
Başta İzmir olmak üzere o gece birkaç şehirde müezzinleri susturmak için camilere saldırılar düzenlendi. Azgın gürûh camileri bastı. Birinci Cihan Harbi’nde topraklarımız işgal edildiğinde yaşananların bir benzeri o gece yaşandı.
Camileri basıp, ezan ve salâ okumaya devam ederlerse müezzinleri öldürmekle tehdit edenler yargılandılar ve birçoğu beraat etti; evet, beraat ettiler! Birkaç kişiye de hafif cezalar verilerek dosyalar kapatıldı.
İşgalciye karşı halkı diri tutan ezan ve salâları okuyan müezzinleri susturmak için camilere saldıranlar, devletin görevlilerini tehdit ve darp edenler bu ülkede beraat ettirildiler! Bu azgın gürûh, 15 Temmuz akşamı ve 16 Temmuz sabahına kadar ezan ve salâ okuyan müezzinleri susturabilselerdi direnişin seyri nasıl değişirdi?
Mahkemeler yapılan saldırıları basit bir vaka olarak değerlendirdiler. Ak Parti teşkilâtları ise müezzinleri mahkemelerde azgın gürûhla başbaşa bıraktılar, sahip çıkmadılar. Bundan cesaret alan azgın gürûh adliyelerde de müezzinlere saldırdılar.
Saldırılar bununla da kalmadı. Ne olduysa oldu, Ergenekon ve Balyoz davalarıyla süt dökmüş kedi gibi olan, çıtlarını çıkaramayan Atatürkçüler tekrar eski günlerde olduğu gibi her ortamda Müslüman Anadolu halkına saldırmaya, İslâm’la alay etmeye başladılar.
Müslüman Anadolu halkının 15 Temmuz direnişini, destanını hiç utanmadan sahiplenmeye çalıştılar. Ergenekon ve Balyoz davalarıyla FETÖ’ye teslim bayrağı çekenler 15 Temmuz sonrası kahramanlık hikâyeleri anlatmaya başladılar.
Hata onlarda değildi. Hata, eski Türkiye’nin artıklarına meydan açanlardaydı!..
Onların Müslüman Anadolu halkının ensesinde boza pişirme bahanesi yaptığı söylemlere onlardan daha çok bizler vurgu yapınca onlar da eski azgınlıklarına döndüler.
Artık gelinen nokta şu: Sosyal medyada, canımızdan aziz bildiğimiz her şeye galiz ifadelerle sövebiliyorlar. Hasbelkader tutuklananlar da, hakaret ettikleri için değil, ortalık sakinleşinceye kadar can güvenlikleri sağlanması için! Bir süre sonra serbest bırakılıyorlar. Hapisten çıktıklarını da, yeni bir hakaret vakasına karıştıklarında öğreniyoruz!..
Ve gelinen en uç nokta: Artık camilerimizin minarelerinden bizlere kendi marşlarını dinletiyorlar. Bu bizlere meydan okumadır. Bu, minarelerden okunan ezan salâlarla yazılan 15 Temmuz destanından intikam almaktır.
Beklemekteyiz, Ak Parti hükumeti bu kahpeliğin hesabını nasıl soracak? Soracak mı, yoksa 15 Temmuz’daki camilere yapılan saldırıların üstü örtüldüğü gibi bu kahpeliğin de üstü örtülecek mi?
Hep Müslüman Anadolu halkından gidiyor farkında mısınız!
Peki nereye kadar böyle gidecek; camilerde dansöz oynatılana kadar mı?
Mâdem Ak Parti Anadolu halkının iktidarı, Anadolu halkı iktidarının gücünü görmek istiyor; gün bugündür!..