ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den çekilme kararı sürpriz gibi görünüyor.
Bence ‘tam olarak’ öyle değil.
ABD kaynakları, Trump’ın bu kararını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la paylaştığını açıkladı.
İki lider arasındaki son görüşme 14 Aralık akşamı yapıldı.
Erdoğan, bir gün önce 13 Aralık’ta ‘İkinci 100 Günlük İcraat Programı’nı açıklamıştı.
14 Aralık yazımda, Program’da Dışişleri Bakanlığı başlığı altındaki 13. Madde’ye dikkat çekmiştim: “ABD ile ikili ilişkilerimizin iyileştirilmesi/geliştirilmesi çalışmalarının sürdürülmesi.”
Bu, bir şeylerin ‘pişirildiği’ anlamına geliyordu.
Ne piştiğini ise ‘havayı koklayarak’ bulmak zorundayız.
‘Off the record’ yani ‘kayıtdışı’ olarak bildiklerimiz vardı:
1- Dış politika kaynaklarından, “Trump’a kalsa bugün Suriye’den çekilir. Hatta ‘Biz çıksak siz DEAŞ’ı halledebilir misiniz’ diye bile soruldu” ifadesini duyalı epey olmuştu.
Bunu, Erdoğan’ın ABD’ye “Rakka operasyonunu birlikte yapalım” teklifiyle birleştirelim…
Yine; Erdoğan, Trump’la görüşmesinden sonra Konya’da yaptığı konuşmada, “Sayın Trump ile de bunları görüştük. Kendileri de olumlu cevapları verdiler. Yıllarca bizi Menbiç’te oyalayan, şimdi de bize Fırat’ın doğusu ile ilgili birtakım sözleri verenlerin, bu sözleri yerine getirmesi lazım. Yaklaşık 500 kilometrelik sınır hattı boyunca, özellikle de Amerikan askerlerine asla zarar vermeyecek şekilde, kendi planlamamıza uygun yerlerden Suriye topraklarındaki operasyonlarımıza her an başlayabiliriz” dedi.
Erdoğan, Trump’ın ‘çekilme’ haberini ‘olumlu cevap’ olarak değerlendirmiş olabilir.
2- ABD’de Hakan Atilla davasında Başsavcılık, temyiz başvurusunu geri çekti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Hakan Atilla, ikili anlaşmalar çerçevesinde hapis cezasının geri kalanını Türkiye’de geçirebilir” dedi. Atilla’nın 32 aylık cezası 25 Temmuz’da bitecek; yani kalan 7 aylık cezayı tamamlamak üzere Türkiye’ye iade edilebilir.
3- Arkasından Halkbank’a yönelik olası soruşturma, dava ve cezalara ilişkin adımlar da gelebilir. Kaynaklarım, ABD’nin en prestijli risk yönetim şirketlerinden birine Halkbank davasına ilişkin tüm süreci; hükümetin, yani bakanlıklar ve Başkan’ın bu süreçlerle ilgili ‘yetkilerini’ değerlendiren; bu yetkilerin kullanıldığına dair önemli bir ‘örnek’ de içeren rapor hazırlatıldığını; bu raporun Trump, Pompeo ve Bolton’a verildiğini söyledi. Rapordaki örnek de şu: Obama döneminde İran’la nükleer anlaşma öncesinde Hizbullah’a ilişkin bir dava düşürülmüş.
Trump’ın raporu ‘altını çizerek’ okuduğu ve ‘çalışılması’ talimatıyla ilgili bakanlara verdiği de kulağıma geldi.
4- ABD’de, ‘Türkiye Rus menşeli S-400 hava savunma sistemi satın alırsa, F-35 uçakları verilmesin’ tartışması yapılmasına rağmen, Trump aynı düşüncede değil. Kaynaklar, Trump’ın F-35’lerin Türkiye’ye satılması konusunda ısrarcı olduğunu ve “Türkiye zaten bu işin başında var” dediğini söylediler.
5- FETÖ’ye yönelik FBI soruşturmalarında, örgütün kritik isimlerinden Kemal (Kevin) Öksüz’ün Ermenistan’da yakalanıp ABD’ye iade edilmesi de önemli. Örgütün başının iadesi konusunda Trump’ın “Üzerinde çalışacağız” demesi, işin siyasi boyuta taşınabileceğini gösteriyor.
İkinci 100 Günlük Program’daki 13. Madde boşuna konulmamış.
***
ABD ‘gerçekten’ çekilecekse;
1- Türkiye Fırat’ın doğusuna operasyondan vazgeçer mi?
‘ABD askerlerinin zarar görmesi’ tehlikesi ortadan kalkacağına göre, operasyonun önünde engel kalmaz.
Ya da, çekilme sürecinde Münbiç’te “YPG’nin çıkarılması ve ABD-Türkiye ortak kontrolü” hızla sağlanır; aynı süreç Fırat’ın doğusunda uygulamaya konulur; ayrı bir operasyona gerek kalmaz.
Şimdilik birinci ihtimal güçlü.
2- ABD Kongresi Türkiye’ye Patriot ve F-35 satışını onaylarsa, Türkiye S-400’den vazgeçer mi?
Kaynaklar “S-400’lerden geri adım ihtimali sıfır” şeklinde net konuşuyor.
Çavuşoğlu da, 19 Aralık’ta TBMM’de, “S-400 sisteminin F-35 ve NATO sistemlerine zarar vermeyecek şekilde bağımsız kullanılması için gerekli önlemlerin alınacağını” söylemişti.
Kritik günlerdeyiz.