1. Yüzde 85’lik katılım oranı ile bu millet demokrasiyi benimsediğini, önemsediğini büyük bir olgunluk ile göstermiştir. Çoğu yerlerde birbirlerinin oylarının rengini bilmelerine rağmen sandık başında hoşgörü hâkim olmuş, demokratik terbiye ve nezaket sergilenmiştir.
2. Yüzde 51,4 ‘Evet’, yüzde 48,6 ‘Hayır’ çıkması, Türkiye’nin tercihini asla şaibeli kılmaz, tartışılır hale getirmez. Resmi olmayan sonuca göre 25 milyon 'evet' oyunu ve 1 milyon 300 bin farkı kimse küçükseyemez.
Bir Türkiye’den bir de İngiltere’den örnek vereyim.
6 Eylül 1987’de siyasi yasakların kalkması için yapılan referandumda 'Evet' % 50.16, ‘Hayır' % 49.84 çıkmıştı. Özal’a rağmen siyasi yasaklar kalktı. Bu referandumda Evet oyları ile Hayır oyları arasında sadece 75.066 fark vardı. Sonuç ise Türkiye’nin geleceğini etkiledi. Ecevit Başbakan oldu, Demirel Cumhurbaşkanlığı yaptı...
Birleşik Krallık'ta 23 Haziran 2016'da yapılan referandumda seçmenin %51,9'u AB'den çıkılması yönünde oy kullandı. Yüzde 2’lik farkla İngiltere’nin geleceği hakkında tarihi bir karar verildi. Kimse de “bu kadar az farkla böylesine tarihi bir karar alınamaz” diyerek mızıkçılık yapmadı.
3. Oy yüzdelerinin yakın olması İngiltere’de “ülke ortasından ikiye bölündü” diye yorumlanmadı. Bizde ise önceki akşamdan beri “bölündük, parçalandık, bittik mahvolduk” diyenler tarafından felaket tellallığı yapılıyor. Az farkla ‘Hayır’ çıksaydı bunlara göre demokrasi kazanmış olacaktı.
4. 16 Nisan tablosu bize toplumuzla ilgili gerçeği gösteriyor. Herkes bundan dersler çıkarıp; hoşgörüyü hâkim kılarak, farklılıklarımızı zenginlik görüp uzlaşma adına adımlar atmalıdır.
5. 16 Nisan ‘Evet’ kararı, Sayın Erdoğan’ın dikkat çekici ifadesiyle; “Türkiye’nin 200 yıllık kadim bir tartışma konusu olan yönetim sistemi konusunda tarihi bir karar”dır. İki asırlık kalıpları, statükoyu değiştirmek kolay değildir. Vesayet ağalarının, FETÖ tahrikiyle kıpırdanmaya başlayan askeri cunta heveslilerinin hazımsızlığı unutulmamalıdır.
Asıl bundan sonra Türkiye’yi tarihî adımlar bekliyor. Bu da AK Parti kadrolarının uzun bir yürüyüş için derin bir muhasebe, tahkimat ve heyecanla yola devam zaruretini anlatıyor.
6. 16 Nisan ‘Evet’ kararı, AK Parti-MHP birlikte yürüyüşünün değerini ortaya koydu. Sayın Cumhurbaşkanı sonuçlar açıklanır açıklanmaz; “AK Parti'ye MHP'ye, BBP'ye gönül veren kardeşlerime teşekkür ediyorum. Özellikle Güneydoğu'da Hüda-Par'a gönül veren kardeşlerime teşekkür ediyorum. Güneydoğu'da büyük değişim dönüşüm yaşandı” dedi. Bu yaklaşım siyasette yeni ufuklar açacaktır.
7. ‘Hayır’ oranı, CHP bünyesinde Kılıçdaroğlu’nu başarılı bulan değerlendirmeleri kuvvetlendirdi. Referandumu fırsat bilip liderlik yarışına hazırlanan isimler, kazık fren yapmak zorunda kaldı.
8. Doğu ve Güneydoğu’daki ‘Evet’ oylarının 1 Kasım 2015 seçimlerinde AK Parti’nin aldığı oylardan fazla çıkması, yepyeni bir dönemi işaret etmesi bakımından çok anlamlı ve çok değerlidir. Devlete olan güvenin artması, birlikte yaşama iradesini güçlendirmektedir.
9. Türkiye tarihinde ilk defa Meclis’in ve millet iradesinin kararıyla yönetim sistemi belirlenmektedir. Sivil siyasetin inisiyatif kazandığı yeni Türkiye’nin aydınlığı başlıyor. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın bu yükselişe verdikleri destek de tarihe not edilmiştir…
10. Milletimizin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sahip çıkması, ona duyulan güvenin, teveccühün devam ettiğini göstermiştir. Hem de yedi düvelin saldırısına rağmen. Hem de dost bildiklerimizin, müttefiklerimizin vefasızlığına ve oyunlarına rağmen…
11. ‘Evet’ demesi gerekirken, ‘Hayır’ için pusuya yatan malum zevata da hak ettikleri ders verilmiştir.