Star gazetesinin fikir ve tartışma eki Açık Görüş'ün 10. yaş yemeği için yazarlarımızla bir araya geldik. Uzak mesafelerden kalkıp gelen de oldu, bizden kaynaklanan aksaklıklar sebebiyle davet kendisine ulaşamadığı için gönül koyan da. Onlardan kendim ve kurumum adına özür diler, gelebilen gelemeyen tüm yazarlarımıza bir kez de burada içtenlikle teşekkür ederim.
10 yıl oldu, dile kolay. Türkiye'nin çalkantılı bir yılıydı. "Cumhuriyet mitingleri" adı altında iktidara gözdağı veriliyordu. Eşi başörtülü biri cumhurbaşkanı olmasın diye adeta Meclis darbesi yapılmış ve AYM, tarihe "367 garabeti" olarak geçen o meşum kararı vermişti. Tüm bunların merkez üssü CHP'ydi.
***
Sonra çok şey yaşandı; hızlı bir 10 yıl geçirdik. Hep diyoruz ya, başka ülkelerde olsa yarım asır alacak olaylar bizde nefes kesen bir hızda cereyan etti. Türkiye'nin en çok oy alan iktidar partisi "bir kısım Kemalistler" tarafından "laiklik karşıtı odak olmak" suçlamasıyla kapatılmak istendi...
Darbe kılıcı ise hiç eksik edilmedi iktidarın başından. Türkiye'deki bu Kemalizm cenderesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tabiriyle "istismarı" sayesinde başka bir vesayet odağı, devletin iç organlarına doğru sissiye yayıldı. Kemalist asker ve sivil bürokrasinin "Seçim kazanabilirsiniz ama ülkeyi size yönettirmeyiz" küstahlığı ile önüne dikildiği iktidarın, o günlerde insana benzeyen FETÖ'cülerce kullanıldığını anladık sonra.
Kemalistler darbe ile tehdit ederken FETÖ'cüler bunu kendi daha büyük darbeleri için fırsata çevirmek derdindeymiş. Meğer devlet kurumlarını kendileri için dikeniz gül bahçesine çeviriyorlarmış.
***
Kemalizmi sopa olarak kullananlarca ha bire dövülmüş bir halkın bu süreci vesayetten kurtulmak, darbelerle yüzleşmek olarak okuması son derece tabii idi. Şimdi birçoklarının "Biz o zaman da FETÖ ile mücadele ediyorduk, siz bunları azdırdınız" demesine bakmayın. Olan şuydu; Laiklik ve Kemalizm adına dindar kesim yasaklara muhatap ediliyor, abdestli, namazlı, başı örtülüler toplumun gerisinde tutuluyordu. FETÖ'cüler her türden araziye göre kisvelendiklerinden onlar için hava hoştu. FETÖ'nün bu kadar arsızca büyümesinin gerçek sebebini arayanlar kendilerine baksınlar; bu melanet, rejimin dindar kesime olan baskısı sayesinde sinsice var olabildi.
***
Sonra asıl plan hayata geçirilmeye başlandı; önce MİT krizi, ardından dershane tartışması ile gerçek yüzlerini göstermeye başladılar. Hemen sonra, bugün artık FETÖ'nün parmağı olduğu net olarak bilinen Gezi kalkışması yaşandı. Şimdilerde yenilenecek binasıyla bahse konu olan AKM, tüm illegal örgütlerin karargahına dönüşmüştü. Atatürk ve Abdullah Öcalan'a birlikte halay çektirdiler. Taksim'i işgal etmeye ve bunu millete "barışçı eylem" diye yutturmaya kalktılar.
Bitmedi; arkasından yolsuzluk süsü verilmiş 17-25 Aralık emniyet-yargı kumpasıyla o dönem başbakan olan Erdoğan'a ulaşmaya çalıştılar, tıpkı MİT krizinde olduğu gibi.
***
Çözüm sürecinin heba edilmesi, Suriye savaşının Türkiye'ye sıçratılma çabası, Kobani kalkışması, MİT tırları kumpası, Türkiye DEAŞ'a yardım ediyor kampanyası, aynı anda saldıran terör örgütleri, arkası kesilmeyen şehit cenazeleri ve büyük bomba! 15 Temmuz darbe teşebbüsü...
Türkiye bir varoluş mücadelesi verdi ve bizler canlı tanığı olduk bu sürecin.
Sadece gazeteci olarak haber vermedik, omuz da verdik bu mücadeleye. İstikametimizi bozmamak gibi bir düsturla hareket ettik.
Açık Görüş Türkiye'nin yerli ve milli entelektüel birikiminin adresi oldu.
10 yılı geride bıraktık. Daha genç ve dinamik bir Açık Görüş'le istikamet üzere yola devam...