MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, fazilet, feraset ve fehim sahibi zevatın gerçeklerden korkup saklanmasının ve aydınlıktan ürküp kaçmasının, ne kadar sarsıcı olursa olsun mümkün ve muhtemel olmadığını söyledi.
"Sorunları yok sayarak biteceğini düşünmek, ahmaklık ötesi bir saflıktır" diyen Bahçeli, bir sorunun muhkem ve muktedir bir dönemde masaya yatırılıp çözümü için kolların sıvanması halinde müteakiben ortaya çıkacak ne bir komplikasyonun ne de konvansiyonel bir neticenin mahşeri vicdanı rahatsız etmesinin ihtimal dışı olduğunu anlattı.
Devlet Bahçeli, Türkiye'nin çok güçlü bir devlet olduğunu belirterek, "Türkiye, her sorun başlığını kararlılıkla ele alacak; milli, manevi ve tarihi perspektif sınırlarında müdahale ve müşahede edebilecek cesaret ve dirayettedir. Aciz, atıl, harap, zayıf, tükenmiş, esir, bitkin değiliz. Dünyanın bazen hayranlıkla, bazen hürmetle, çok zaman hasetlikle izlediği Türkiye Cumhuriyeti'yiz. Türk milletinin taşıdığı ve 783 bin kilometrekareden taşırdığı müessir güç ve özgüveni tanımayanların sentetik kuşku ve kuruntularına rehin düşmeleri, bozuk zihniyetlerini tamir yerine bostan korkuluğu taşlamakla vakit geçirmeleri, pespaye hallerinin acınacak hülasasıdır." diye konuştu.
Büyüklük taslayan küçük insanlardan müteşekkil "butik ve bitik siyaset temsilcilerinin" ne dediğinin, neyi dikte ettiğinin bir ehemmiyet ve evveliyatı olmadığını söyleyen Bahçeli, bu siyasi garabetler haricinde, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini yakalamak amacıyla inanç, irade, fiil ve fikir birliğinin teşekkül ve tezahür ettiğini ifade etti.
- "KAYBEDENİ, TIPKI 103 YIL ÖNCE OLDUĞU ÜZERE ASLA TÜRKİYE OLMAYACAK"
Siyasi düşüncelerini kendilerine saklayıp, detaylar konusunda belirsiz davranmadıklarını vurgulayan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İkircikli bir tarzın, ikiyüzlü bir tavrın, ikilemli bir tavzihin kıyısında köşesinde dolaşmıyoruz. Kapalı devre siyasetin dar labirentlerine sıkışıp kalmıyoruz. Maksatlı imaların, asılsız iddiaların, ahlaksız ithamların, alçak ithamların heves ve heyecanlarımıza ket vurmasını kabullenmiyor, bu eksende tereddüde dahi mahal bırakmıyoruz. Neye inanıyorsak onu söylüyor, söylediğimizin arkasında da mertçe duruyoruz. Çünkü aziz ülkemizin, muazzez milletimizin istikbalini düşünüyor, istiklaline hizmet ediyor; çevremizde yığınak yapan, mevzi kazan, cephe açan kara emperyalizmin ufunetle yazılmış senaryolarına karşı tahkimatı yoğunlaştırıyoruz."
Yunanistan'ın, Ege adalarına menzili 30 ile 300 kilometre arasında değişen füzeleri konuşlandırma hazırlıklarının uluslararası hukuka tamamıyla aykırı olduğunun ve iyi komşuluk özlemlerini de temelinden sakatlayacak fütursuz adımlar olduğunun altını çizen Bahçeli, şunları kaydetti:
"Gayri askeri statüdeki adaların bir plan dahilinde silahlandırılması, Türkiye'ye meydan okumaktır, barış denizi olmasını dilediğimiz Ege'yi gerilim ve cepheleşme girdabına çekmektir. Ege Denizi'nde bulunan 7 farklı ada grubu içinde Anadolu coğrafyasına en yakını olan On İki Ada başta olmak üzere Yunanistan'ın burnumuzun dibinde silah göstermesi yalnızca stratejik bir hata değil, tarihi, askeri ve siyasi sonuçları çok ağır olacak trajik bir yanlıştır. Şunu bir defa net şekilde ifade etmek isterim ki bilhassa On İki Ada gasbedilmiş, asıl sahibi olan Türk milletinden ayak oyunlarıyla çalınmıştır. Türkiye On İki Ada'sız yaşasa bile, On İki Ada'nın Türkiyesiz yaşaması ham bir hayaldir. Ege'nin karşı kıyısında saldırgan ve yayılmacı bir politika takip etmenin hiç kimseye, özellikle emel sahibi ülkeye kazandıracağı bir şey yoktur. Türkiye, Mavi Vatan'daki egemen haklarından asla vazgeçmeyecektir. Barışçıl diplomasiyi ve iyi komşuluk ilişkilerini kökleştirmek varken savaş ve silah diline yaslanmanın bariz kaybedeni, tıpkı 103 yıl önce olduğu üzere asla Türkiye olmayacaktır. Yunanistan'ın, 1920'li yıllarda olduğu gibi, Batılı ülkelerin dolduruşuna gelerek tekrar karşımıza çıkması halinde nelerin yaşanacağını ifade etmeye ihtiyaç bile duymadığımızı açık açık ve ikazen söylüyor, Atina yönetiminin ayağını denk almasını tavsiye ediyorum. Barışla herkesin kazanacağına inanıyorum. Ancak barışla kazanmak için elhak savaşmak gerekiyorsa, o da bizim için düğün bayramdır diyor, canımızın ve kanımızın milli mukadderatımızın varlığı için bin kez feda olmasını Cenabı Mevla'dan niyaz ediyorum."
- "ALTIN IŞIK TÜRK MİLLETİNİ VE TÜRKİYE'Yİ AYDINLATMAKTADIR"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, devletler arasında kalıcı ve kategorik dostluk veya düşmanlıklar olmayacağına işaret ederek, "Bir krizin biterek diğerinin başladığı bugünkü dünya ekonomi ve siyasi panoramik mimarisinde esas ve öncelikli olan artan dış baskı ve basıncın, tıpkı bileşik kaplar misali iç cephe tarafından dengelenmesidir. Tarih bize diyor ki batıda güçlü olmanın, emin adımlarla ilerlemenin ve kuvvet temerküzünün stratejik manivelası, doğuda temin edilecek dirliğe ve güvenliğe bağlıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Eski Türklerin, büyük buhranların husule getirdiği galeyan anlarını "aşk çağı" olarak tarif ettiğini ve "aşk gecesinde", semadan yere bir "nur sütunu, altın ışık" indiğini anlatan Bahçeli, "Bugün bölgesel ve küresel mahiyetli bir buhran döneminin bütün emareleri görülmektedir. Böylesi bir dönemde altın ışık Türk milletini ve Türkiye'yi aydınlatmaktadır. Tecelli eden yepyeni aşk çağı Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın muvaffakiyet mührü, yükseliş muştusudur. Bunun önüne kim engel çıkarıyorsa, altın ışığımızı perdelemenin peşinden kimler sürükleniyorsa, biliniz ki onları harman yerinde savrulan samana çevirmek, bizim kutlu ceddimize vefa ve vicdan borcumuzdur. Kardeşlikle yazılan Türk tarihine leke sürdürmeme azmindeyiz. Kader ortaklığı ile geçen yüzyıllara gölge düşürmeme anlayışındayız. Türk milletinin ana gövdesinde ön şartsız kucaklaşıp huzurlu, umutlu, müreffeh, şiddetsiz ve terörsüz bir yüzyılın çatısını gönüllerin birleşmesiyle örmenin amacındayız." sözlerini sarf etti.
- "ZEHRİ, ZEMZEM DİYE YUTTURMAYA KALKIŞTILAR"
Devlet Bahçeli, kötü anıların, kötülük saçan odakların, geleceğin parlak günlerini sis altında bırakmasına sabır ve tahammül göstermeyeceklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Temkinli, tedbirli ve ihtiyatlı iyimserlikle, milletimizin ve devletimizin kutlu varlığına hiçbir halel getirmeyecek hasbi, harbi ve hakkaniyetli mücadelede inşallah çıta yükselteceğiz. Bununla da kalmayacak, yeni yüzyılın emniyet ve esenliğini tesis edebilmek adına fedakarlıksa istenen, yerine getireceğiz. Onun bunun ucuz ve uçuk fason iddialarına asla prim vermeyeceğiz. Biliyoruz ki değişimsiz gelişim olmaz fakat kafasını değiştirmeyenler hiçbir şeyi değiştiremez. Biz, gelişmiş ve güçlenmiş bir Türkiye'nin hedefindeyiz. Lider ülke Türkiye, diyoruz. Süper güç Türkiye'nin güneş gibi yükseldiği inancındayız. 20'nci yüzyılın karabasanından çıkmalıyız. Hızımızı kesen bagajları boşaltmalıyız. Bunu, milli birlik ve dayanışma ruhuyla başarmalıyız."
Bahçeli, 1,5 asırdır Türk ile Kürt arasında açılmak istenen ölümcül uçurumları ebediyen ve tamamıyla kapatmadıktan sonra bin yıllık kardeşlik çağrısını gerçek manasına tahvil ve teşmil edemeyeceklerini dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Öteden beri Kürt kardeşlerimize bizi kötülediler; aramıza çomak sokmak, insani, İslami ve milli irtibatlarımızı sabote etmek amacıyla her yalan ve iftirayı tedavüle soktular. Fitnenin küfürden daha şiddetli olduğu aşikarken, buna aldırış etmeksizin en vahim, en vandal, en vahşi dedikoduları milli bünyemize serpiştirip servis ettiler. Zehri, zemzem diye yutturmaya kalkıştılar. MHP ile Kürtleri düşman göstermek amacıyla iç ve dış menşeli hain bir propagandayı devamlı güncelleyip körüklediler. İtiraf edeyim ki ne yaptıysak, neyi söylediysek, kendimizi bir türlü anlatamadık; belki de muhabbet ve hürmetimizi layık olduğu veçhile gösteremedik. Halbuki Kürt kardeşlerimize hiçbir zaman şaşı bakmadık. Onları hiçbir zaman öteki ve sorun görmedik. Hep birlikte Türk milleti olduğumuzu yüreklice savunduk."
Bahçeli, 2011'de Diyarbakır'da yaptığı açık hava toplantısında, Türk ve Kürt halkının kardeşliğine yönelik sözlerini hatırlatarak, iki halkı bölmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini söyledi.
"Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar çekmek için on yıllar boyunca faal halde bulunan zalimler ve onların kiralık tetikçisi hain bölücü örgütün sonu gelmiştir." ifadelerini kullanan Bahçeli, PKK/YPG terör örgütünün, Kürtlerin ne vasisi ne vasıtası ne de varlık beyanı olduğunu, bölücü terörün Türk-Kürt kardeşliğini küresel sipariş üzerine hançerleme teşebbüslerinin artık çuvalladığını ve milli uyanışın kenetlenmiş halde belini doğrulttuğunu vurguladı.
DEM Parti heyetinin yaptığı temas ve ziyaretlerin, müspet seyir ve serencam halinde gerçekleştiğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Usul ve üslup olgunluğunun örneklerine şahit olmak memnuniyet vericidir. Bu kapsamda terörsüz Türkiye'nin yanında pozisyon alan, duruş gösteren, mesaj veren, bu uğurda dürüst ve önyargısız hareket eden herkes değerli bir çabanın tarafıdır. Hasılı, vakit gecikmeksizin, yediğimiz ekmeğin, içtiğimiz suyun, üzerinde gezdiğimiz toprağın, mensubiyetinden iftihar ettiğimiz milletin hak ve hukukunu ortaklaşa müdafaa etmenin vakti gelmiştir. Terör markajını kırarak bölücülük damarını kesmenin, milli kucaklaşmayı biteviye başlatarak ayrık otlarını temizlemenin, eşanlı şekilde ortak tarih ve kültürde birleşmenin dışında başka bir çare kalmamıştır. Terör örgütü için son gelmiş, deniz bitmiş, tutunacağı hiçbir dal kalmamıştır."
"DEM heyetiyle İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmenin hitamında PKK'nın örgütsel varlığının bittiği, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır." diyen Bahçeli, kesin ve tavizsiz beklentilerinin bu olduğunun altını çizdi.
Bahçeli, "PKK'lı teröristler ya silahlarını gömmeli ya silahlarıyla birlikte teslim olmalı veya kaçınılmaz sonlarıyla karşılaşmalıdır. Altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyorum ki terörle pazarlık olmaz, müzakere yapılmaz, yalnızca ve yalnızca mücadele edilir." ifadelerini kullandı.
Suriye'nin kuzeydoğusundaki PKK/YPG bölücü terör örgütü mensuplarının Suriye hükümetinin çağrısına kulak verip silahların bırakılması ve terör yöntemiyle sonuç alınamayacağının görülmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Aksi halde terör örgütü mücavir topraklarımızın neresinde ürüyorsa, bataklık nerede bulunuyorsa, terörün kaynağına hücum ederek, özellikle Fırat'ın doğusunu meşru müdafaa ilkeleri gereğince darmadağın etmesi Türkiye Cumhuriyeti'nin bir devlet onurudur." diye konuştu.
Fırat'ın iki yakasının da terörden arındırılması gerektiğini, ABD, Fransa ve diğer bazı ülkelerin suyu bulandırma, terör örgütünü arkalama ve DEAŞ bahanesiyle teröristlere kol kanat germe teşebbüslerinin geçerliği ve inandırıcılığının olmadığını dile getiren Bahçeli, Fırat'ın doğusunun terörden ya kurtulması ya da kurtarılması, PKK/YPG'nin ise Suriye'den çıkması ve örgütsel hüviyetinin sonlanması gerektiğini söyledi.
- "TÜRKLÜK, VARLIĞIMIZIN ŞEREF NİŞANESİDİR"
"Terörsüz Türkiye'nin doğuşundan rahatsız ve memnuniyetsiz olan bazı döneklerin iki devletin, iki bayrağın, iki dilin isteneceğini hezeyan komasına gire gire duyurmaları sadece ve sadece hamaset tiyatrosudur." ifadesini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kılıç hakkının ne olduğunu bilmeden, bu hakkı diline dolayanların esas dert ettiği hakkın, cukka hakkı olduğunu bilmeyen mi vardır? Hiç kimse meraklanmasın, siyasetin sülün Osmanları da alavereden dalavereden geri durmasın, MHP ve Cumhur İttifakı varken biri, ikiye çıkaracak, Türkiye Cumhuriyeti'ni, 1923 kuruluş felsefesinden ayıracak, üniter milli devleti ortadan kaldıracak hiçbir hain ve hasmane kalkışmaya müsaade edilmez, edilemez, edilmeyecektir. Biz hala olduğumuz yerdeyiz, 56 yıldır ne diyorsak oyuz, çizgimizden ve ilkelerimizden ödün verecek kadar şuursuz hiç değiliz. Kaynağını Türk-İslam ülküsünde bulan Türk milliyetçiliğinden en ufak sapma göstermek fikri namusumuzu tartışmaya açmaktır ki bu bizim için kıyametin kopuşudur. Türklük, varlığımızın şeref nişanesidir. Türk milleti, iftiharla bağlandığımız beşeri itibar ve irademizdir. Bin yıllık kardeşlik üzerinde titrediğimiz muazzam emanetimizdir. Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir."
Çıkarlarına ters düşenleri, 10 metrelik kuyuya itip 5 metrelik iple kurtarma rolüne soyunan tatlı su kurnazlarını tanıdıklarını, bildiklerini ve her zaman takip ettiklerini aktaran Bahçeli, "kardeşlik" dedikçe kuduranlara, "terör bitsin" dedikçe çılgına dönenlere aşıyı vuracak birisinin çıkacağını söyledi.
Türk milletinin var olacağının, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar kalacağının altını çizen Bahçeli, "Gün bugündür, ayrışmadan uzlaşmak, yönetimde kaynaşmak için, istikbalin yol haritasını birlikte çizmek için varız. Terörü bitirip, bölgesel istikrarla yeniden tarihi yazmak için ayaktayız, emperyal güçlere ödün vermeden tarihi yeniden yazmanın kararındayız. Barışın kaybedeni, savaşın kazananı olmaz. O halde barışla herkesin kazanması için hazırız ve buradayız." diye konuştu.
- "SANKİ PAZARA ÇIKMIŞ SOĞAN PATATES ALIYOR"
Her şeyi milletçe yapacaklarını, Türk devrinin kırılmaz sütunlarını birlikte dikeceklerini vurgulayan Bahçeli, "Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak hiçbir yanlışın içinde olmayacağız, gazilerimizi sukutuhayale uğratacak bir çarpıklığa onay vermeyeceğiz. Her şey Türkiye için demekten yorulmayacağız, 'ne mutlu Türküm diyene' çağrısından ayrılmayacağız, Türk ve Türkiye Yüzyılının hedeflerine iman ve irade kudretiyle belirlenen haklı mücadelemizle ulaşacağız." dedi.
Milletler mücadelesinin acımasız rekabetinde Türk milleti ortak paydasında buluşturmak, hiç kimseyi ötekileştirmeden, yabana atmadan geçmişin muzaffer hatıralarını geleceğin ufkuyla eklemleştirmek gerektiğine işaret eden Bahçeli, bunu yapacak irade, inanç ve itibarın MHP ve Cumhur İttifakı'nda mevcut olduğunu dile getirdi.
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, basit ve bayağı siyasetinin tevil ve telifinin artık imkansız olduğunu, terörsüz Türkiye hedefini, yeni anayasa ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilmesi kapsamında değerlendirmesinin, gafilce bir saptırma ve yalan olduğunu söyledi.
Özel'in, erken seçim çağrısına tepki gösteren Bahçeli, şunları ifade etti:
"Özgür Bey'in, seçim çağrısı gerçeklerle bağını koparan müflis bir siyasetçinin kendisini hayal alemine nasıl kaptırdığının ibretlik göstergesidir. 'Bu hafta erken seçim kararı alalım' diyor. Sanki pazara çıkmış soğan patates alıyor. Özgür Bey, bırak bu işleri, vazgeç çalı dibi yoklamaktan, hesabını kitabını da seçimlerin zamanında yapılmasına göre planla ve hazırlan çünkü erken seçim düşü görmek, kurt ininde çakal izi aramak kadar abuk sabuk bir halin özetidir. Seçimlerin erkene alınması diye bir şey yoktur. Buna ihtiyaç ve gerek yoktur."
- "TERÖRSÜZ TÜRKİYE'NİN ARİFE GÜNÜNE GELİNMİŞTİR"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı siyasi istikrarın hassasiyetle korunup sonuna kadar müdafaa edileceğini belirten Bahçeli, Türk milletinin çok konuşup aklına esen sözleri verenlere değil, verdiği sözleri tutup, söylediklerini yapanlara güvendiğini kaydetti.
Bahçeli, "İç ve dış meseleleri yorumlama ve siyaset üretme yetersizliklerinden dolayı komplekse giren CHP'nin başını çektiği müzmin muhalefetin erken seçim talebi yenile yenile sırtı kevgire dönmüş güreşçiyle bir ve aynıdır. CHP yönetiminin boşa kürek çekmesi, kendi bileceği bir şeydir. İstiklalin ve istikbalin güvencesi Cumhur İttifakı'dır ve varlığını kararlılıkla devam ettirecektir." dedi.
Tarihte büyük devletler kuran Türk milletinin beklediği samimiyet, marifet ve cesaretin Cumhur İttifakı'nda tecessüm ettiğini dile getiren Bahçeli, "Gelen Türk asrıdır, Türkiye ve Türk milleti 2071'de cihan ve uzay hakimiyeti mefkuresini Allah'ın izniyle başaracaktır. Terörsüz Türkiye'nin arife gününe gelinmiştir ve bayram günleri yakındır. Zafer sabredenlerin ve inananlarındır." diye konuştu.
Bahçeli, grup toplantısı çıkışında bir gazetecinin, "Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş sürece destek veren bir açıklama yaptı. Siz Demirtaş'ın açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Kamuoyundan edindiğimiz bilgilere göre uyumlu ve onurlu bir gelişmedir. İnşallah Türkiye, terörsüz bir Türkiye olacak. Bunda da herkesin katkısı bulunacaktır Allah'ın izniyle." yanıtını verdi.