6 Mart 2025 Perşembe / 7 Ramazan 1446

İletişim Başkanı Altun: Terörsüz Türkiye sürecine tüm stratejik iletişim araçlarıyla destek veriyoruz

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 'MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesi ve aziz milletimizin desteğiyle başlayan 'Terörsüz Türkiye' sürecine tüm stratejik iletişim araçlarıyla destek veriyoruz.' dedi.

AA5 Mart 2025 Çarşamba 11:19 - Güncelleme:
İletişim Başkanı Altun: Terörsüz Türkiye sürecine tüm stratejik iletişim araçlarıyla destek veriyoruz

Altun, İletişim Başkanlığında düzenlenen "Stratejik İletişimde Yeni Akımlar Paneli"nde yaptığı konuşmada, panelde, iletişimin değişen doğasını, stratejik iletişim alanındaki yeni akımları ve Türkiye'nin hakikat mücadelesini farklı boyutlarıyla müzakere edeceklerini söyledi.

Aynı zamanda "Stratejik İletişimde Yeni Akımlar", "Stratejik İletişim Terimleri Sözlüğü" ve "Yeni Medyada Kriz İletişimi Rehberi" adlı üç kıymetli eseri neşretmiş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Altun, değişen medya düzenine, iletişimin yeni dinamiklerine ve kriz yönetimine dair derinlemesine çözümler içeren bu üç eseri, yeni medya ekosistemiyle birlikte karşı karşıya kaldıkları meydan okumalara cevap verebilmek, adil ve sağlıklı bir iletişim ortamının inşasına destek sunabilmek amacıyla hazırladıklarını vurguladı.

Altun, bilgiye erişimin hızlandığı, buna mukabil hakikatin giderek gölgede kaldığı bir çağda yaşadıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Enformasyonla dezenformasyonun iç içe geçtiği, yalan haber imalatıyla hakikatin sürekli manipüle edilmeye çalışıldığı bir çağ bu. Geleneksel medya ve dijital platformlar, çoğu zaman küresel güçlerin çıkarlarına hizmet eden birer araç konumunda. Bilginin demokratikleştiği iddiasıyla oluşturulan dijital iletişim ekosistemi, gerçekte yeni bir medya tekelleşmesi üretti. Buna karşın Batılı gelişmiş ülkeler ile Batı dışında kalan gelişmemiş ülkeler arasındaki dijital uçurum giderek büyüyor. Dijitalleşme ile birlikte yeni jeopolitik mücadele alanları ortaya çıkıyor."

- "ASLİ BİR POLİTİKA ALANIDIR"

Bugün küresel jeopolitik rekabetin merkezinde sadece petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynakları etrafında verilen mücadelenin olmadığını, aynı zamanda bu rekabetin odağında veri ve çip endüstrileri, bunların temelini oluşturan kritik madenlerin de olduğuna dikkati çeken Altun, "Matematikçi Clive Humby'nin önemli bir sözü var. 'Veri, yeni petroldür' diyor Humby. Küresel rekabetin dönüştüğü bu ortamda, dünyanın her bir köşesinde, sistematik dezenformasyon ve manipülasyon kampanyaları, büyük veri etrafında dönen mücadeleler, küresel dengeleri etkileyecek şekilde kullanılıyor. Kapitalist toplumlarda bir dönem, nesnelerle kuşatılmış insanın, şimdi çarpıtılmış algılarla tamamıyla nesneleştiği, kaotik veri bombardımanı ve toksik içeriklerle analitik düşüncenin geriletildiği bir döneme şahitlik ediyoruz." ifadesini kullandı.

Altun, artık uluslararası siyaseti, krizleri ve küresel ekonomiyi etkileyen başat unsurlardan birinin "iletişim" olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bugün iletişim artık bir ikinci politika alanı değildir, asli bir politika alanıdır. Sun Tzu, Savaş Sanatı eserinde 'Stratejisi olmayanların karşı karşıya kalacağı tek şey, sadece yenilgidir' der. Bu iletişim alanı için de böyledir. Stratejik iletişim, yalnızca devletlerin güvenlik ve kamu diplomasisi alanlarında kullanılan bir araç değildir aynı zamanda hakikatin korunması ve insan haklarıyla da doğrudan bağlantılı bir alandır."

Belirsizliğin hakim olduğu bu çağda ayakta kalabilmek, güçlenebilmek ve büyüyebilmek için muhkem, etkin ve sürekli gelişen iletişim stratejilerine sahip olmanın, en hayati unsurlardan biri olduğuna işaret eden Altun, stratejik iletişimin sadece mesaj iletmekle ilgili bir mefhum da olmadığını aktardı.

- "HAKİKAT MÜCADELEMİZİ ADALET MÜCADELEMİZİN TAMAMLAYICISI OLARAK GÖRÜYORUZ"

Altun, stratejik iletişimin, kendi hikayelerini anlatmak, ulusal güvenliği ve istikrarı korumak, toplumsal birlik ve beraberliği pekiştirmek ve küresel gelişmeler karşısında belirlenen değil, belirleyici olmak için merkezi, asli bir araç olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"'Yüksek Teknoloji ve İnovasyon', 'Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi', 'Girişimcilik', 'Beşeri Sermaye' ve 'Altyapı' olmak üzere, 5 ana bileşenden oluşan Milli Teknoloji Hamlemizin değeri, tam da burada kendini gösteriyor. Türkiye olarak, bir yandan Ar-Ge çalışmalarımızı güçlendirerek teknolojik yeteneklerimizi geliştirirken öte yandan büyük Türkiye mücadelemizi, iletişim stratejilerimizle taçlandırıyoruz. Ülkemizin, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sürdürdüğü küresel adalet mücadelesine koşut bir biçimde, bir küresel hakikat mücadelesi veriyoruz. Bugün Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu doğrultusunda, iletişim alanında edilgen bir aktör olmaktan çıkmış, küresel düzeyde strateji üreten bir güçlü aktör haline gelmiştir. TRT ve Anadolu Ajansımız yanında İletişim Başkanlığımız bünyesindeki Stratcom, CİMER, Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz, medya forumlarımız iletişim alanında küresel ölçekte öne çıkan markalarımız konumundadır. Bu markalarımız etrafında yürüttüğümüz çalışmalarımızdan her biri, Türkiye'nin stratejik iletişim alanında küresel bir aktör olma yolunda ilerlediğinin açık ve net kanıtıdır. Biz Türkiye olarak, hakikat mücadelemizi adalet mücadelemizin tamamlayıcısı, vazgeçilmez bir parçası olarak görüyoruz."

Hakikatin savunulmasını, dezenformasyonla mücadeleyi ve küresel alanda doğru bilgiye dayalı adil bir iletişim düzeninin inşasını amaçladıklarını ifade eden Altun, bilginin bir güç aracı değil, hakikat ve adalete hizmet eden bir değer olması gerektiğine inandıklarını bildirdi.

Bilginin tekelleşmesine karşı çoğulcu bir medya düzenini savunduklarına dikkati çeken Altun, şunları dile getirdi:

"Dezenformasyonun silah olarak kullanılmasına karşı, hakikatin sesi olmaya devam ediyoruz. Dijital platformların tek taraflı yönlendirmelerine karşı tüm dünyada susturulmaya çalışılanların, mazlumların sesi olmaya çalışıyoruz. Türkiye'nin geleceğine ışık tutan Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde, İletişim Yüzyılı bilinciyle amaçlarımıza emin adımlarla ilerliyoruz. Bu bilinç, yalnızca ülkemizin iletişim stratejilerinin güçlendirilmesini değil, aynı zamanda küresel düzeyde bir model oluşturulmasını da içeriyor, içermek zorunda. Biz, işte tam da bu noktada, Türkiye İletişim Modeli'ne kritik bir anlam atfediyoruz. Türkiye İletişim Modeli, iletişimdeki değişimleri takip etmekle kalmayan, bunun yanı sıra değişime yön vermeyi de amaçlayan özgün bir perspektifin tezahürüdür. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hakikati merkeze alan bu perspektifimize, şu şekilde vurgu yapmıştı. 'İnsanların haber alma hakkı, her şeyin üstündedir ve insanların haber hakkını her şeyin üstünde tutun hakikat odaklı yeni bir iletişim anlayışına ihtiyacımız var. Türkiye İletişim Modeli, bu arayışımızın ürünüdür. Bu modelin gayesi, hakikat dairesi içerisinde demokrasi ve uluslararası hukuktan güç alan bir iletişim anlayışını, hem savunmak hem de uygulamada tesis etmektir. Stratejik iletişimi de uluslararası işbirliğini geliştirecek önemli bir araç olarak değerlendiriyoruz', böyle ifade ediyor, Sayın Cumhurbaşkanımız."

- "TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİNE TÜM STRATEJİK İLETİŞİM ARAÇLARIYLA DESTEK VERİYORUZ"

İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz, Sayın Cumhurbaşkanımızdan aldığımız ilhamla, stratejik iletişimi, milli güvenlik politikamızın, birliğimizin ve bütünlüğümüzün mütemmim bir cüzü olarak kabul ediyor, ülkemizin haklı tez ve iddialarını her koşulda güçlü bir şekilde anlatıyoruz. Terörizmle mücadeleden enerji güvenliğine, bölgesel ve küresel gelişmelerden iklim değişikliğine birçok konu başlığı altında, bilgi kirliliğini önlemek, hakikati ortaya çıkarmak için stratejik iletişim faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Halkla ilişkiler, geleneksel ve dijital medya faaliyetleri, kamu diplomasisi çalışmaları, ulusal ve uluslararası medya ile ilişkiler, farkındalık kampanyaları, dezenformasyonla mücadele gibi tüm alanlarda, bütüncül bir stratejik iletişim perspektifiyle hareket ediyoruz. Derdimiz, ülkemizin istiklal mücadelesine, ülkemizin istikrar mücadelesine, ülkemizin istikbal mücadelesine omuz vermektir. Bu doğrultuda yeri geldiğinde terörle mücadele sürecinde ülkemizin başarılarını anlatmaya, ülkemizin bu alandaki başarılarını gölgelemeye yönelik kara propaganda girişimleriyle mücadele etmeye çalışıyoruz. Öte yandan, MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesi ve aziz milletimizin desteğiyle başlayan 'Terörsüz Türkiye' sürecine tüm stratejik iletişim araçlarıyla destek veriyoruz."

Millet olarak Anadolu'ya geldikleri günden bu yana çok badireler atlattıklarını, çok sıkıntılar çektiklerini, yüzyıllar boyunca kurdukları devletlerle dünyaya adalet dağıttıklarını belirten Altun, modern dönemde emperyalizmin farklı unsurları ve formlarıyla mücadele ettiklerini, emperyalistlerin bilinçli şekilde kucaklarına bıraktığı meselelerle cebelleştiklerini vurguladı.

- "TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİNDE ÖNEMLİ BİR AŞAMAYA GELİNDİ"

Altun, bütün kuşatılma girişimlerine, yıpratma savaşlarına, terör örgütleri üzerinden dizayn edilme çabalarına karşı koyabildiklerini ve güçlü bir şekilde ayakta durduklarını, varlık gösterdiklerini, küçülmeyip büyüdüklerini dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sadece bir istikrar adası olmadık, çevremize de istikrar ve barış götürdük. Suriye iç savaşı yıllar yılı, örneğin Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak üzere kullanılmaya çalışıldı. Ne var ki Allah'ın yardımı, Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik liderliğinin sağladığı imkan ve Suriye halkının cesur mücadelesiyle Suriye özgürleşti ve Suriye'deki yeni statüko Türkiye'nin stratejik imkanlarını daha da artırdı. Türkiye'nin askeri, teknolojik, diplomatik ve istihbari mücadelesi neticesinde bugün ülkemiz, tarihi bir şafağın eşiğine geldi. 'Terörsüz Türkiye' sürecinde önemli bir aşamaya gelinmiş oldu. Bölgesinde, küresel çatışmalarda barışın anahtarı konumuna gelen devletimiz, bu tarihi süreçte kardeşliği kuşanarak küresel liderlik yolunda emin adımlarla ilerliyor. Ne yazık ki üzülerek görüyoruz ki bu süreci zehirlemek, tersine çevirmek isteyen aktörlerin çabaları devam ediyor. Bu aktörler, bu unsurlar, her zamanki gibi yine dezenformasyon silahına sarılıyorlar. Devletimizi adeta bir pazarlık süreci içinde göstermeye yönelik kara propaganda faaliyetleri yürüten bu unsurlara karşı gerekli cevapları en hızlı şekilde veriyoruz. Bize düşen bu kara propaganda faaliyetlerini, bu yalan içerikleri, bu dezenformasyonları boşa çıkarmaktır."

Altun, "Biz, milletimizin aklı selim ile hareket ettiğini ve bu türden bilgi kirliliğine itibar etmediğini, devletimize, devletimizin kurumlarına güvendiğini biliyoruz. Birlik ve beraberlik ruhuyla 'Terörsüz Türkiye' hedefine kavuşmak için çalışmalı, Cumhurbaşkanımızın belirttiği üzere son dönemde iyice pervasızlaşan emperyalist niyetleri tam anlamıyla boşa çıkarmalıyız. Bütün gayretimiz bu yöndedir ve biz bu bağlamda devletimizin çizdiği, Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği stratejik çerçeve içerisinde yine stratejik iletişimin imkanlarını kullanarak hakikat mücadelesi vermeye devam ediyoruz, devam edeceğiz." dedi.

Küresel iletişim politikalarının yeniden şekillendiği bir dönemde, Türkiye'nin vizyoner bir duruş sergileyerek geleceğe yön veren aktörlerden biri olduğunu görmekten büyük bir gurur duyduklarını vurgulayan Altun, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da defaatle vurguladığı gibi, 'Dünya beşten büyüktür' tasavvuruyla hareket eden ülkemiz, stratejik iletişim alanındaki artan yetkinliği sayesinde, uluslararası arenada politikalarını daha güçlü bir şekilde ifade etmekte ve yükselen bir küresel aktör olarak konumunu pekiştirmektedir." ifadesini kullandı.

İletişim Başkanlığının ihdas edildiği günden bu yana yürüttükleri çalışmaların, sadece kurumsal kapasitenin geliştirilmesiyle sınırlı kalmadığını aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası ilişkilerde artan etkisini destekleyen önemli bir güç çarpanı olduğunu kaydeden Altun, özellikle bilgiye dayalı, şeffaf ve etkili iletişim stratejileri geliştirmenin, bugün küresel liderlik rolünü üstlenmenin vazgeçilmez unsurlarından biri olduğuna dikkati çekti.

- İLETİŞİM BAŞKANLIĞINDAN STRATEJİK İLETİŞİMLE İLGİLİ 3 YENİ KİTAP

Altun, bu kapsamda ulusal ve uluslararası yayınlarının her birinin, bu konuya verdikleri ehemmiyetin en önemli birer göstergesi olduğuna belirterek, şunları paylaştı:

"Bugün itibarıyla okuyucusuyla buluşacak olan 'Stratejik İletişimde Yeni Akımlar', 'Stratejik İletişim Terimleri Sözlüğü' ve 'Yeni Medyada Kriz İletişimi Rehberi' kitaplarımız da bu anlayışın ürünüdür. Stratejik İletişimde Yeni Akımlar kitabımızda, alandaki tecrübe ve birikimlerimiz ile akademik veriler ışığında, değişen ulusal ve küresel eğilimleri ayrıntılarıyla ortaya koyduk. Bu eser, stratejik iletişimin tüm araçlarını ele alırken, yapay zekadan kamu diplomasisine, halkla ilişkilerden kriz iletişimine kadar geniş bir yelpazeye yayılan konuları, stratejik iletişim bağlamında ele alıyor ve literatüre çok önemli bir katkı sunuyor. Stratejik İletişim Terimleri Sözlüğü ile de bir ilke imza atıyoruz. Alanında önemli bir boşluğu doldurmayı amaçlayan bu eser, 400'ün üzerinde iletişim terimini kapsamlı açıklamalarla ele alıyor. Bu yayınımız, özellikle stratejik iletişim alanındaki tartışmalara yön veren kavramların altını çizerek, ortak dil ve kavrayış zemininin inşasına katkı sunuyor. Bu sözlük esas itibarıyla uzmanların, akademisyenlerin, iletişim profesyonellerinin katkısına açık bir şekilde geliştirilecek bir eser mahiyetinde. Yeni Medyada Kriz İletişimi Rehberi adlı eserimiz de hakikat ötesi çağın getirdiği sorunları merkezine alarak akademik bilgiyle sahadaki deneyimleri birleştiren bir kılavuz niteliğinde. Kitap sosyal medya, yapay zeka, dezenformasyon, hakikat krizi ve medya okuryazarlığı gibi günümüzün kritik meselelerine odaklanarak, kriz iletişimi konusunda yol gösterici bir rol üstleniyor. Bu bağlamda bu çalışma, kriz anlarında şeffaf, hızlı ve doğru bilgi akışının sağlanmasının önemini vurgularken, stratejik iletişim araçlarıyla dezenformasyonun önlenmesine ve toplumun doğru bilgilendirilmesine yönelik çözümler sunuyor."

İletişim Başkanı Altun, yayın ailelerine katılan bu 3 eserin, Türkiye'nin stratejik iletişim ve kriz yönetimi birikimine, akademiye, büyük katkılar sağlayacağına inandığını vurgulayarak, yolunun açık, okuyucusunun bol olmasını diledi.

Türkiye İletişim Modeli çatısı altında yürüttükleri tüm stratejik iletişim çalışmalarını, büyük ve tam bağımsız Türkiye mücadelesinin ve ülkenin özgün yürüyüşünün iletişim sahasındaki yansıması olarak değerlendirdiklerini kaydeden Altun, sözlerini şöyle tamamladı:

"İnsanlığın hakikate ulaşmasına vesile olmayan, adil bir iletişim ekosistemine hizmet etmeyen ve dünyanın demokratikleşmesine katkı sunmayan küresel medya rejimine karşı el birliğiyle mücadele etmeliyiz. Dijital diktatörlüklerin algılar ve algoritmalar üzerinden yeni bir vesayet sistemi oluşturması engellenmelidir. Üreten ve tüketen coğrafyalar arasındaki asimetrik ilişkinin daha da derinleşmemesinin önüne geçilmelidir. Dijital uçurumun büyümemesi için daima teyakkuzda olmalı ve bu doğrultuda stratejik bir mücadele verilmelidir. Bu mücadeleyi ülkemize, hakikate ve insanlığa karşı bir borç olarak görüyoruz. Bu bağlamda yürüttüğümüz iletişim seferberliği sadece bizim değil, bu alanda çalışan her bir bireyin ve kurumun katkısıyla daha da anlam kazanacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, panelimizin ve eserlerimizin hayırlara vesile olmasını diliyor, gerek bu organizasyon gerek bu 3 önemli eserin ortaya çıkmasına katkı sunan bütün mesai arkadaşlarıma ve değerli panelistlerimize çok teşekkür ediyorum. İdrak ettiğimiz Ramazan-ı Şerif'in başta mazlum Filistin halkı olmak üzere bütün Müslümanlara, İslam dünyasına hayırlar getirmesini temenni ediyor, sizleri bu duygu ve düşüncelerle Allah'a emanet ediyorum."