17 Nisan 2025 Perşembe / 19 Sevval 1446

Başkan Erdoğan'dan Özgür Özel'e tepki: Gazi'nin partisini Batılı güçlere paspas ettiler

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Sırf yolsuzluklarını savunmak için kendi ülkesini Batı'ya şikayet edenler tarih boyunca defalarca olduğu gibi yine hayal kırıklığına uğramıştır. Medet umdukları tüm odaklar onları yüzüstü bıraktı. Kamuoyuna yansıyanlar buzdağının görünen kısmı. Gazi'nin partisini aldılar, Batılı güçlerden 3-5 destek cümlesi koparmak uğruna onun bunun ayağına paspas ettiler' dedi.

AA8 Nisan 2025 Salı 14:25 - Güncelleme:
Başkan Erdoğan'dan Özgür Özel'e tepki: Gazi'nin partisini Batılı güçlere paspas ettiler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Konferans Salonu'nda düzenlenen, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'ndaki konuşmasında, toplantının ülkeye, millete ve demokrasiye hayırlar getirmesi dileğinde bulundu.

AK Parti teşkilatının geçmiş Ramazan Bayramı'nı tebrik eden Erdoğan, huzur ve afiyetle geçirecekleri daha nice ramazan ve bayramlara kavuşmayı temenni etti.

AK Parti olarak bir önceki Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, ramazanı nasıl ihya edeceklerine dair yol haritalarını paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Özellikle belediyelerimizden beklentilerimizin büyük olduğunu ifade etmiş, bu mübarek günlerin hakkını vermemiz gerektiğini önemle vurgulamıştık. Maşallah teşkilatımız yine bizi mahcup etmedi. AK Parti ailesi gerçekten olağanüstü bir gayret içinde oldu. Dayanışma, kucaklaşma ve helalleşme ayı olan ramazanı ruhuna ve manasına uygun şekilde idrak etmeye çalıştık. Sahur ve iftar sofraları, yardım çalışmalarıyla hep beraber bu mübarek günlerin hakkını vermeye gayret ettik. Şov veya reklam için değil, bir gönüle daha girmek, bir ihtiyaç sahibinin daha elinden tutmak için gece gündüz demeden koşturduk. Bilhassa muhalefete geçen belediyelerde ramazan coşkusunun eksik olmaması için teşkilatımızın her zamankinden daha fazla çaba harcadığını gördük. Muhalefet belediyelerinin yapmadıklarını bizim teşkilatımız yaptı. Gençlerimiz, göğsümüzü kabartan programlara imza attı. Bayramda da aynı tempoyla çalışmalarımızı sürdürdük. Fakir fukaranın kapısını çaldık. Yetimin öksüzün başını okşadık. Büyüklerimizi ziyaret ettik, küçüklerimizi sevindirdik. İhtiyaç sahiplerinin elinden tuttuk. Kimsesizlerin kimsesi olmaya özellikle ihtimam gösterdik. Kendi vatandaşlarımızla birlikte yurt dışındaki kardeşlerimize de el uzattık. Millet ve teşkilat olarak bizi diğerlerinden ayıran güzel hasletlerimizi azami derecede yaşama ve yaşatma fırsatı yakaladık."

- "ZALİMLERİN KARŞISINDA EĞİLMEYECEK, HAKKI HAYKIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Bayram sevincini gölgeleyen en büyük üzüntü kaynağının, Gazze'ye yönelik saldırılar olduğunu dile getiren Erdoğan, Gazze halkının, İsrail'in yeniden başlayan katliamları sebebiyle bir bayramı daha bombaların altında geçirdiğini söyledi.

Tüm dünyanın gözleri önünde Gazzeli masum çocukların, kadınların ve tüm sivillerin hunharca katledildiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaralı taşıyan ambulanslara bile kurşun sıkan, sağlık görevlilerinin infaz edildiği apaçık savaş suçu işleyen haydutluğa tanık olduk. Bu tablo karşısında başta Gazze'dekiler olmak üzere tüm mazlumlar için imkanları zorlayarak, her türlü yolu deneyerek, girişimlerde bulunduk. Liderlerle bayram tebrikatı vesilesiyle yaptığımız telefon görüşmelerinde Gazze'deki insanlık dışı durumu özellikle ele aldık. Hafta sonu dördüncüsü düzenlenecek Antalya Diplomasi Forumu'nda da devlet ve hükümet başkanlarıyla Gazze soykırımını görüşecek, 'zulmü durdurmak için daha fazla neler yapabiliriz' sorusuna cevap arayacağız. Şunu herkes bilsin ve anlasın, Gazze'de insanlık onuru İsrail tarafından açıkça çiğnenirken, biz oradaki kardeşlerimize sırtımızı hiçbir zaman dönmeyiz. Hakkı ve mazlumu savunma noktasında kimse bize sınır çizemez. Küresel siyonist lobinin baskıları karşısında bugüne kadar nasıl diklenmeden dik durduysak, bundan sonra da zalimlerin karşısında eğilmeyecek, bükülmeyecek hakkı haykırmaya devam edeceğiz."

- "BARIŞ, İSTİKRAR VE HUZUR ORTAMI İSTİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'deki katliamların bir an evvel son bulması, ateşkesin tekrar sağlanması ve barışa giden yolun açılması için ellerinden geleni yaptıklarının altını çizerek, gerilimi körüklemenin, ateşi büyütmenin, yayılmacı niyetlerle yeni haritalar peşinde koşmanın kimseye bir faydasının olmayacağına inandıklarını vurguladı.

Türkiye'de nasıl barış ve huzur istiyorlarsa, Gazze'de, Suriye'de, Lübnan'da da aynı şekilde barış, istikrar ve huzur ortamı istediklerini kaydeden Erdoğan, "Türkiye olarak biz ne hak yeriz ne de hakkımızın yenilmesine göz yumarız. Gazzeli mazlumlar gibi ihtiyaç duydukları her aşamada Suriyeli kardeşlerimizin de daima yanlarında olacak, komşumuz Suriye'nin istikrara kavuşması için üzerimize düşen sorumlulukları inşallah kararlılıkla yerine getireceğiz." diye konuştu.

Bulundukları makamlara, garip gurebanın, fakir fukaranın duasıyla geldiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bizi son 23 yılda karşılaştığımız onca saldırıdan, onca ihanetten, onca kem gözden koruyan, yetimin, öksüzün, düşkünün hayır duasıdır. Şimdiye kadar milletin ve mazlumların duasıyla yol yürüdük. Tüm badireleri onların samimi duasıyla atlattık. Bugün de yola dualarla devam ediyoruz. Buradan, birbirinden anlamlı programla Ramazan-ı Şerifi ve Ramazan Bayramı'nı layıkı veçhile değerlendiren rahmet ve bereket iklimini 81 ilimizde adeta bir kardeşlik seferberliğine dönüştüren teşkilatımızın bütün mensuplarını ayrı ayrı tebrik ediyorum. İl ve ilçe başkanı arkadaşlarımı, il yönetimlerimizi, aynı zamanda kadın kollarımızı, gençlik kollarımızı, elbette belediye başkanı arkadaşlarımı canıgönülden tebrik ediyorum. Yoksullara, kimsesizlere, mağdurlara özellikle sahip çıkan tüm kardeşlerimle Genel Başkanları olarak gurur duyduğumu tekrar ifade etmek istiyorum. Şehrinin, ilçesinin, mahallesinin, köyünün derdiyle dertlenen her bir yol arkadaşımdan Allah razı olsun diyorum."

Erdoğan, konuşmada, ramazan boyunca bir taraftan iç dünyalarında bir yolculuğa çıkarken, diğer taraftan da siyasi polemiklerden uzak durmaya hassasiyet gösterdiklerini belirtti.

Ana muhalefetin, "çiğ ve çirkin" söylemlerine kulak asmadıklarını, kalabalıklarını kabalıkla pekiştiren nobranlıklarını, haddi aşan küstahlıklarını çoğu zaman "ya sabır" diyerek duymazdan, görmezden geldiklerini ifade eden Erdoğan, "Bunu da hadsize had bildirmekten çekindiğimiz için değil, ramazanın manevi atmosferine hürmeten yaptık. Milletimizin kardeşliğine leke sürdürmemek için yaptık. Biz, büyüklük sergiledikçe onlar seviyeyi daha da düşürdüler. Biz sabrettikçe, onlar iftiranın ve hakaretin dozunu biraz daha artırdılar." diye konuştu.

Kendileri sorumlu davrandıkça, muhalefetin daha kışkırtıcı bir söyleme sarıldığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim edebimizi, bizim vakarımızı, bizim soğukkanlı tutumumuzu, zayıflık işareti olarak algıladılar. Siyasette düşman yoktur, rakip vardır. Siyasette husumet değil, rekabet vardır. Siyaset medeniyetin simgesidir. Siyaset, tekamülün, olgunlaşmanın göstergesidir. Kavga, kargaşa, gerilim, siyasetin değil, barbarlığın, ilkelliğin sembolüdür. Siyasette hakarete, sokak terörüne, vandallığa, şiddete, yakıp yıkmaya, özellikle de küfre yer yoktur ve olamaz. Her kim siyasetin meşru kanalları ardına kadar açıkken sokaktan medet umuyor, sokağı adres gösteriyorsa, kendini inkar ediyor demektir. CHP'nin içinde bulunduğu durum tam olarak da budur."

- "CHP YÖNETİMİ YOLSUZLUK OLDUĞUNUN FARKINDA"

CHP'nin, demokratik zeminde siyaset yapan bir parti gibi değil, marjinal bir örgüt gibi hareket ettiğini söyleyen Erdoğan, şu görüşleri paylaştı:

"Türkiye son 3 haftada CHP'nin faşizan yüzünü bir kez daha görmüştür. Protesto bahanesiyle başlayan sokak eylemleri, CHP Genel Başkanının şuursuz açıklamalarıyla milletimizin huzurunu ve Türk ekonomisini, kazanımlarını hedef alan topyekun bir saldırıya evrilmiştir. Kapsamı her gün genişleyen linç listelerinde hedef gösterilen, yerli ve milli işletmeler, ana muhalefetin kara gömleklilerine dönüşen marjinal sol örgütler tarafından taciz ve tehdit edilmiştir. CHP Genel Başkanı sorumlu davranmak, sağduyulu davranmak, yargının görevini yapmasına yardımcı olmak yerine, yüzlerce milyar lirayı aşan yolsuzluk soruşturmasını engelleme yoluna gitmiştir. Yolsuzluğu ortaya çıkaran MASAK gibi devlet kurumlarına iftira atarak, bu kurumlarda çalışan kamu görevlilerini itham ederek, yargı mensuplarımıza parmak sallayarak, İstanbul'a çöreklenen suç örgütlerinin hırsızlıklarının üzerini örtmeye çalışmıştır."

Yaşananların, "üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünün" Türkiye'de artık egemen olduğunun en somut göstergesi olduğuna işaret eden Erdoğan, "Yaşananlar milletin malına, mülküne, kaynaklarına çöken yankesicilerin adalete hesap vermesinden ibadettir. Şurası apaçık ortadadır, aslında CHP yönetimi de bağırarak üstünü kapayamayacakları büyük bir yolsuzluk olduğunun farkında." ifadesini kullandı.

- "KORKUNUN, PANİĞİN, TELAŞIN ECELE FAYDASI YOKTUR"

Şimdiye kadar kamuoyuna yansıyanların, buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu, muhalefetin de çok iyi bildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"İstanbul'un nasıl talan edildiğini, rüşvet çarkının nasıl işletildiğini, bundan kimlerin nemalandığını, CHP yönetimi bal gibi biliyor. Suç örgütünün kimleri haraca, kimleri maaşa bağladığını aynı şekilde CHP Genel Başkanı ve şürekası çok ama çok iyi biliyor. Paniklemelerinin arkasında yatan esas sebep budur. Telaşla suç bastırma yoluna gitmelerinin nedeni de işte budur. Bu ucuz siyasettir, şimdi bunu kullanıyorlar. Bunun adı milletin aklıyla, izanıyla, irfanıyla alay etmektir. CHP Genel Başkanına buradan şunu söylemek istiyorum, korkunun, paniğin, telaşın ecele faydası yoktur. Görünen köy kılavuz istemez, zaten buna ihtiyaç da duymaz. Ortaya çıkanlar, ortaya çıkacakların habercisidir. Ne yaparsanız yapın, adaletin tecellisine engel olamazsınız. Sahibinin kim olduğuna bakmadan beytülmale uzatılan o kirli elleri kırmak, Türk milleti adına yargının boynunun borcudur. Büyükşehri ve bazı ilçe belediyeleriyle İstanbul'u sarmaşık misali saran bu şebekenin kollarının nerelere uzandığı zamanla daha net görülecektir."

- "MEDET UMDUKLARI ODAKLAR YÜZÜSTÜ BIRAKTI"

Hukuki sürecin selameti açısından Anayasanın kendilerine verdiği yetki, sorumluluk ve görevleri harfiyen yerine getirmekten çekinmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada şunu da memnuniyetle ifade etmek arzusundayım. Sırf yolsuzluklarını savunmak için kendi ülkesini Batıya şikayet edenler, pisliklerinin üzerini örtmek için ülke ekonomisini batırmakla tehdit edenler, tarih boyunca defalarca olduğu gibi yine hayal kırıklığına uğramıştır. Nitekim, süklüm püklüm yardım istedikleri Batıdan destek göremediklerini bizzat Genel Başkan düzeyinde kendileri de kabul etmek zorunda kaldı. Yolsuzluklarına, Batıdaki dostlarını da ortak etme çabaları bu sefer boşa düştü. Medet umdukları tüm odaklar onları yüzüstü bıraktı. Ya Allah aşkına şu tutarsızlığa, şu ilkesizliğe bakar mısınız. Başı her sıkıştığında 'Atatürk'ün kurduğu partiyiz' diyen, lafa gelince 'Kuvayımilliyeciyiz' diye ahkam kesen, sürekli Cumhuriyet'le yaşıt olmakla övünen bir siyasi parti gidiyor, yıllardır savuna geldiği ne kadar argüman varsa, rüşveti aklamak, yolsuzlukları meşrulaştırmak, hırsızları korumak için bizzat kendisi itibarsız hale geliyor. Seneler geçiyor ama CHP genel başkanları 'dayan Yorgo' ile 'yetiş Yorgo' ikileminden kendilerini bir türlü kurtaramıyor."

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan
  • Başkan Erdoğan
  • Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı