23 Kasım 2024 Cumartesi / 22 CemaziyelEvvel 1446

28 Şubat’ın FETÖ’cü komutanı

28 Şubat’ta ‘irtica’ bahanesiyle vatansever subaylar tasfiye edilirken, yerlerine FETÖ’cü hainler getirildi. Olayın asıl çarpıcı yanı ise sözde irticacı subayların ihraç yazısının altında FETÖ’cülerin imzasının olması.

SELİM EFE ERDEM İSTANBUL26 Aralık 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
28 Şubat’ın FETÖ’cü komutanı

28 Şubat 1997 darbe sürecinin 60 generaline ağırlaştırılmış müebbet hapis istenmesinin ardından dönemin komutanlarının ‘Biz o dönemde FETÖ ile mücadele etmiştik’ diyerek kendisini savunmasına yalanlama, o dönem ‘irtica ile mücadele’ gerekçesiyle ordudan uzaklaştırılan komutanlardan geldi. 28 Şubat’ın ‘FETÖ’cü komutanının mağduru’ olduğunu belirten emekli Albay İbrahim Keleş, “Beni ‘irticacıyım’ diye ihraç eden Gaziantep Batı Çalışma Grubu (BÇG) Komutanı dönemin yüzbaşısı şimdi Albay Şahin Kuyucu son KHK ile ‘FETÖ üyeliğinden atıldı. 28 Şubatçılar, milli unsurları tasfiye ettiği için önü açılan FETÖ’cüler TSK içinde kadrolaştı ve 15 Temmuz yaşandı”dedi. Milli Güvenlik Kurulu’nun 28 Şubat 1997’deki toplantısı sonrası yayımlanan bildiri ‘Postmodern darbenin’ utanç belgesi olarak geçti.

BÇG KOMUTANI ÇIKTI

28 Şubat sürecinde, ordudan ‘irticacı’ diye uzaklaştırılan subaylardan biri, bugün Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde güvenlik stratejisi olarak görev yapan İbrahim Keleş›ti. Albay İbrahim Keleş, anlam veremediği şekilde 28 Şubat YAŞ’larından birinde ‘irticacı’ olduğu gerekçesiyle ordudan uzaklaştırıldığını söyledi. Keleş, 28 Şubat sürecinin darbeci generallerinin eylemleriyle FETÖ’nün nasıl TSK içinde yapılandığını ve 15 Temmuz darbesinin kilometre taşlarının döşendiğini ise kendi hayatından şu örnekle anlattı: “28 Şubat sürecinde ‘irticacı’ olduğum gerekçesiyle TSK’dan uzaklaştırılınca, Gaziantep’teki Garnizon komutanıma giderek, hangi gerekçe ve belgelere dayanarak beni irticacı ilan ettiklerini sordum. Çocuklarının üzerine yemin ederek, kendisilerinin hiç bir şekilde bu karara bir katkı yapmadıklarını söyledi. 28 Şubat süreci sonrasında, Şahin Kuyucu isimli subay 6 aylık bir istihbarat kursuna alınmış ve ardından BÇG Gaziantep Komutanı olarak atanmıştı. Beni irticacı diye fişleyerek ordudan uzaklaştıran 28 Şubatçı Albay Şahin Kuyucu son KHK’da terör örgütü FETÖ üyeliği nedeniyle ordudan men edildi. 28 Şubatçılar, milli hassasiyetleri olan bizim gibi subayları ordudan uzaklaştırarak 15 Temmuz’un suikastçı FETÖ’cü generalleri Gökhan Sönmezateş, Semih Terzi, 2. Ordu Komutanı Adem Hututi gibi subayların önünü açtı ve onlara hiç dokunmadı.”

ÖNLERİNİ AÇTILAR

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminde Marmaris’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast girişimini planlayan Tuğgereral Gökhan Sönmezateş ve Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmeye çalışan Tuğgeneral Semih Terzi FETÖ’cü subayların yüzbaşı gibi küçük rütbeli subaylarken 28 Şubat süreciyle önünün açıldığını belirten İbrahim Keleş, “Biz o dönemde, 28 Şubatçıların FETÖ’cü subaylara dokunduğunu görmedik. Tam tersine milli hassasiyetleri olan subayları sırf namaz kılıyor diye TSK’dan uzaklaştırarak 15 Temmuz’un kilometre taşlarını döşediler. FETÖ’cü subaylar da onlarla işbirliği yaptı. Beni irticacı diye ordudan uzaklaştıran BÇG komutanı Şahin Kuyucu ‘nın bugün FETÖ’den ihraç edilmesi, bunun en somut örneği. 28 Şubatçılar, milli unsurları tasfiye ettiği için önü açılan FETÖ’cüler TSK içinde kadrolaştı” dedi.

FETÖ ELEBAŞI DARBECİLERİ ÖVÜYORDU

Zaman TSK’dan ihraçları alaycı başlıkla vermişti. 

‘Darbe tehdidi’ ile dönemin Refahyol Hükümeti Başbakanı Necmeddin Erbakan’a ‘irticayla eylem planı’ uygulatmak isteyen 28 Şubat generalleri, Sincan’da tankları yürüterek ‘Demokrasinin Balans ayarını yaptıklarını’ söylemiş, Batı Çalışma Grubu adı altında ülkenin neredeyse tamamını fişlemiş, dini hassasiyetleri olan memurları ve işadamlarına ‘irticacı’ ve ‘yeşil sermaye’ adı altında ‘cadı avı’ başlatmış, başörtülü öğrenciler üniversitelerden uzaklaştırılmış, sayısız dernek ve vakıf kapatılmıştı. O dönemde ‘Dokunulmayan’ kurumlar arasında ise terör örgütü FETÖ’nün o dönemde sözde ‘cemaat’ maskesi altında faaliyet yürüttüğü üniversiteleri, yurtları, dershaneleri ve işadamları olmuştu. 

İKNA ODALARI FETÖ’YE ÇALIŞTI

28 Şubat sürecinde, binlerce başörtülü öğrencinin üniversitelerden uzaklaştırıldığına ama o gün ‘cemaat’ adı altında gizlenen FETÖ okullarında okuyan öğrencilere dokunulmadığına dikkat çeken dönemin mağdurlarından Nuray Canan Songür ise şunları söyledi: “28 Şubat sürecinde, FETÖ’nün öğrenci evlerinde kalan arkadaşlarımıza tesettürden vazgeçmeleri için azami gayret gösteriyorlardı. Verdikleri sohbetlerde Fetullah Gülen’in eğitim için başörtüsünün açılabileceğine dair fetvası vurgulanıyor, zorlanacak olanlar için ise ilk etapta kullanmaları için ücretsiz peruk temin ediyorlardı. Başörtüsünün furuat olduğu, Allah rızası için başörtüsünden vazgeçmek gerektiği, açmama konusunda ısrarın İslam’a zarar verdiği gibi çeşitli psikolojik baskılarla öğrencileri etkilemeye çalışıyorlardı. Cuntacılara karşı yapılan eylemlere katılmanın devlete karşı provokatif bir tutum olduğu anlatılıyor, protestolara katılan öğrenciler öğrenci evlerinden atılıyor. Ayrıca başörtülerini açmayı reddedenlerin de evlerde kalmalarına müsaade etmiyorlardı. Daha da vahimi Anadolu’dan gelerek aileleri tarafından onların evlerine emanet edilmiş bu öğrencilerin sorumlu ev ablaları, anne babalarını arayarak başörtülerini açmaları konusunda çocuklarını ikna etmeleri için kulis yapıyor ve ailelerin büyük bir kısmı FETÖ’cülerin etkisiyle çocuklarına baskı uyguluyorlardı. Evlerinde kalan arkadaşlarımızın başörtüsünü açmayarak direniş gösteren diğer arkadaşlarıyla konuşmaları dahi yasaklanmıştı. Bunlar gerek sınıf arkadaşım olan ev ablasıyla yaptığımız tartışmalar, gerekse onların başörtüsünü açmama hususunda ısrarcı arkadaşlarımızı ikna etmek için tertiplediği ev sohbetlerinde birebir şahit olduğum olaylardır”