28 Aralık 2024 Cumartesi / 27 CemaziyelAhir 1446

Narin davasında ikinci duruşma! Enes Güran savunma yaptı: O köye baktığınızda güzel bir yer olduğunu sanmayın

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması akşam saatlerinde sona erdi. Mütalaaya karşı savunma yapan itirafçı Nevzat Bahtiyar, Narin'in cenazesini Salim Güran'ın kendisine verdiğini ifade ederek, “Narin'i ben öldürmedim. Ben onu taşıdım. Cezam neyse razıyım. Cesedi Salim kendi elleriyle bana verdi. Yüzüne de söylüyorum. ‘Falan yerde kaybet. Parça parça yap, kaybet' dedi.' ifadelerini kullandı. Bahtiyar, 'Ailem güvencede olmadığı için hep yalan söyledim.' diye konuştu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık ağabey Enes Güran ise, 'Her şey ortaya çıktığı zaman anlayacaksınız siz de insanların nasıl yalancı olduğunu. O köye baktığınızda güzel bir yer olduğunu sanmayın. Köyde güvenli olduğumu sanıyordum ama değilmişim. Ben ve kardeşlerim güvende olmadığımızı gördük' ifadelerini kullandı. Öte yandan Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili görülen davanın 2'nci duruşması, yarın saat 10.00'a ertelendi.

AJANSLAR27 Aralık 2024 Cuma 07:11 - Güncelleme:
Narin davasında ikinci duruşma! Enes Güran savunma yaptı: O köye baktığınızda güzel bir yer olduğunu sanmayın

8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün başlayan davanın ikinci duruşmasının ikinci gününde tutuklu sanıklar Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.

Diyarbakır Adliyesi önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.

Baba Arif Güran "müşteki", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı.

Duruşmada, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu.

NEVZAT BAHTİYAR: CEZAM NEYSE RAZIYIM

Verilen aranın ardından duruşma, Nevzat Bahtiyar'ın mütalaaya karşı savunmasıyla devam etti. Bahtiyar, Narin'in cenazesini Salim Güran'ın kendisine verdiğini ifade ederek, "Narin'i ben öldürmedim. Ben onu taşıdım. Cezam neyse razıyım. Cesedi Salim kendi elleriyle bana verdi. Yüzüne de söylüyorum. 'Falan yerde kaybet. Parça parça yap, kaybet' dedi. Bu suçu benim üzerime yüklemeye çalışıyorlar. Salim'in avukatı bana 'Papağan' dedi, 'Vahşi' dedi. Terbiyesizlik etti. Ben papağan olsam dağda olurdum. Vahşi de değilim. 'Ahırın üst kısmından vahşice ahırın içine atmış' dedi. Arka tarafta yer var. Ben niye yukarıdan atayım? Biri beni görebilir. Ailem güvencede olmadığı için hep yalan söyledim. Ama benim ailem cezaevi görüşüme gelene kadar, İl Jandarma'dan Allah razı olsun, 'Emniyet altına almışız ne görmüşsen' söyle dediler. Beni bir gün çağırdılar. Orada hepsini izah ettim. Ben orada tek odada kalıyorum. 3 ay sigara içmedim. Ailem benim yanıma gelene kadar. Ailem geldi, hesabıma para yatırdılar. Odamda ne TV, ne radyo var. Espri olsun diye 'Patlıcan' kelimesini avukata dün söyledim, kin olarak bana bunu söyledi. Ben devletten büyük değilim. Büyük olsaydım burada olmazdım. Beni yakalamazlardı. Es geçerlerdi. Sen konuştuğun kelimeleri bilmiyorsun. Benim gibi zavallı bir insan nasıl devletten üstün olabilir?" dedi.

'SADECE CANSIZ BEDENİ TAŞIDIM'

Salim Güran'ın kendisini çağırarak Narin'in cansız bedenini verdiğini ifade eden Bahtiyar, "Salim Güran, araba konusunda yalan konuştu. Salim'e 'Paran varsa kendine al' dedim. O da gitti aldı. Nasıl olsa anlaştılar. Aldılar. Arabayı verdiği zaman 'Araba benimdir' demedi. Para meselesi çıktı, ev meselesi çıktı. Sıva meselesinde 'Ben görmeden bir şey diyemem. Hakkı 170 bin TL' dedim. 'Ama biz arkadaşız, senin için en son 150 bin yaparız.' 'Biri 140 bin TL demiş' dedi. 'Beni kurtarmıyor' dedim. Dedim, 'Veriyorsan ver.' Sen beni çağırdın, Narin'i bana teslim ettin. İnkar ediyorsun. Ben aldım. Ben götürdüm. Oraya bıraktım. Cezam neyse razıyım. Sadece cansız bedeni taşıdım. Ben inkar edemem. Benim üzerime atıyorlar. Ben kesinlikle kabul etmiyorum. Ben ne gördüysem onu söylerim" diye konuştu.

SALİM GÜRAN, OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI

Kamerayla kayıt altına alınan duruşmada, tutuklu sanık amca Salim Güran savunma yaptı.

Mütalaaya karşı son savunması istenen Salim Güran, olay gününü anlatarak, "Alışverişe gittik. İki oğlumla çay ocağında oturduk. İşimiz bitince aynı istikametten geri geldik. Petrole gittim, yakıt aldım. Çarıklı istikametinden yine köye geldik. Eve geldik. Eşim kahvaltılık bir şey hazırladı. İki oğlumla beraber yedik. Sonra istirahat ettim. Daha sonra yukarı tarlaya gittim. Sonra işlerime baktım. Sonra elektrikçiler geldi, 'Hayırdır' dedim. 'Senin amca oğlunun tarlasında arıza var' dediler. Daha sonra 'Gelin' dedim, onların arabasına bindim. Daha sonra tarlaya geldik. Yeni yeni kurtlanmıştı. O sırada Mehmet Şerif ile konuşuyordum. 'Pamuk kurtlanmış' dedim. O sırada elektrikçiler panoya çıktı. Daha sonra elektrikçiler geldi. Mehmet Şerif ile konuşmamı, ne kadar vereceğimi öğrenmemi istediler. Ben de 'Siz arayın konuşun' dedim. Daha sonra anlaştılar. Daha sonra ben eve geldim yine. Zaten fazla durmadım. Oğlum da benleydi. Hüseyin amcamı görmeye gittim. Oradayken Ramazan aradı, 'Şüpheli bir araba var' dedi. Osman yeğenim de vardı yanımda. 'Geleyim mi' dediler, 'Yok' dedim. Köy yolundan çıktım, yukarı gittim. Gittim, araç sürmeyi öğrenen iki kişiymiş. 'İleri geri hareket ettiriyoruz' dediler. 20.00 sıralarında kızım aradı, 'Narin kayıp' dedi. Kalktım Mehmet Selim Atasoy'la köye geldik. Geldim, o kalabalığı gördüm. Yengem ağlıyor, yeğenlerim kendilerini yere vuruyor. Kalktım Şakir Başçavuşu aradım. 'Yeğenim kayıptır, bir ekip gönderim' dedim. 'İzindeyim, göndereceğim' dedi. Sabri K. var, 'Okulun anahtarını getir' dedim. Samet Hoca da telefon görüntüsüne bakmış, 'Narin patikadan ayrılıyor' dedi, 'Anahtarı getir' dedim. Jandarma bekliyor. Kameradan da pek anlamıyorum. Baktılar, patikadan sonra ayrılıyor. Okulun yanındayken Arif geldi. 'Allah için, peygamber için kızımı bulun' dedi. Bağ, bahçe, tarlaları gezdik. Köyün aşağısında da bir şey görmedik. Gün doğmadan Barış kardeşimin yanına gittik. Akşam ben bu vahşiyi (Nevzat Bahtiyar) görmedim. Ama sabah aramaya geldi. Kanala geçtik. 'Kanala girmişse, bu menfeze yapışacak' dediler. Ayakkabımı çıkardım, cüzdanımı çıkardım. 16-17 yaşlarında biri vardı. Bir refleksle 'ay' dedi. Öyle deyince ben de hemen kendimi suya attım. Menfeze yapıştım. 'Ferhat, nerededir' dedim, gösterdi. Baktım yosundur. Ondan sonra bu da (Nevzat) bizimle. Kalktık şüphelendiğimiz yerlere baktık. Köye geldik. Daha sonra jandarma 'Muhtar, bizden ayrılma' dedi. 'Başım üstüne' dedim" dedi.

'KÖYDEKİ BÜTÜN KUYULARA BAKTIK

Arama çalışmalarını anlatan Salim Güran, "Araba meselesinde, Nevzat 'Param yok' dedi. Cemaat de vardı, '40 bin Nevzat versin' dediler. Yine 'Param yok' dedi. 'Paran yoksa kardeşime ev yapıyoruz, gel bu sıvayı yap' dedim. 'Bir fiyat söyle, yap' dedim. 'Ben bakmadan fiyat vermem' dedi. Gitti inşaata baktı. 'Bu inşaat, 200 binden aşağı olmaz. Senden 20 bin almam, 180 bin' dedi. 'Millet 150-160 bin fiyat vermiş. Sen de böyle bir fiyat ver' dedim. Sonra 'Kim veriyorsa o fiyata ona ver' dedi. Ondan sonra 3 ay benle konuşmadı. Kahvede yanıma gelmiyordu. JASAT ekibinden biri bağırıp çağırıyor. 'Muhtar gel arabaya bin' dedi. 'Kaç tane kamera var tespit edin' dedi. Hacı Sait benim dostum, çiftliği var. 'Muhtar benim çiftliğin kamerası var' dedi. O çiftliğin kamerasına baksaydılar, Nevzat'ın arabasını görseydiler. Kolluk, hem aileyi suçluyor. Sen Narin patikadan kaybolduktan sonra o saatten sonraki kameralara niye bakmıyorsun? 'Muhtar köyde kaç tane kuyu var' dediler. Kalktık beraber gittik, köydeki bütün kuyulara baktık. En son dediler ki; bir kuyu da Mehmet Kaya'nın orada var. Biz Mehmet Emin Kaya'nın avlusunda, 'Bu peyniri çıkarın' dediler. Baktım bir şeyler oluyor. Dedim 'Hayırdır komutanım?' Dediler ki 'Narin'in terliğini çingenelerin orada görmüşler.' Oraya en son giden benim. Sonra köye geldik. Ben okulun yanındayken, kamera var. Birsen, '17.30'da eve geldi, kapımızı çaldı' dedi. Kim ne saat diyorsa, ben kolluk kuvvetlerine öyle diyorum" diye konuştu.

'MUHAMMED KONUŞMASA, BEN ÜFÜRÜKÇÜLERE İNANMIYORUM'

Arama çalışmalarını anlatan Salim Güran, "İkinci günden beri beni arıyorlar, 'Bir tane üfürükçü var' diyorlardı. Dedim 'Devlet gelmiş.' Bir tane istihbaratçı geldi, 'Yenge ile Muhammed'i gönder, para istemiyor' dedi. Dedim 'Ben onları yalnız göndermem' dedim, 'Yenge Muhammed'i al, gel' dedim. Oraya gittik. Kolluk kuvvetleri bizi götürmüş. İki tane hoca orada okuyor. Muhammed konuşmasa, ben üfürükçülere inanmıyorum. Muhammed'e 'Bir şey görüyor musun' dediler. 'Bir dede görüyorum' dediler. Muhammed'e, 'Dedeye Narin'i sor' dediler. 'Çarıklı'daki sokağa gitti' dedi. 'Taşlı bir eve' dedi. 'Dede Narin'i bana göster' dedi, 'Karanlıktır' dedi. Dediler, 'Söyle, dede aydınlık yapsın orayı.' Sonra dedi ki 'Aha, Narin. Narin makarna yiyor. Yanında da iki kişi var. Yüzleri karanlık.' Bir heyecanlandım. Sonra geldik yengemi köye bıraktık. İstihbaratçı, 'Muhammet'i getir' dedi. 'Ekip gelmeden ben yeğenimi getirmem' dedim. Götürdüm, yeğenimi petrole bıraktım. 'Ben ölürsem bir şey olmaz' dedim. Daha sonra eve gittik. Bacanağımın evi de o tarafta. Bacanağımın oğlu da geldi. 'Acıkmışım' dedim. Tandır ekmeği getirdik. 'Ekip gelecek' dediler. Gün doğmadan ekip geldi. Gidene kadar bir kapıyı kırdılar. DİSKİ müdürünün evi. 'Hayırdır, bu bana özel midir' dedi. 'Narin içindir' dediler. 'Narin içinse başım gözüm üstüne' dedi. Orada bir şey yoktu. İkinci bir ev vardı. Onu da kırdılar. Daha sonra 'Muhammed'i getirin' dediler. Bir pompalı çıktı. O ev kimindir bilmiyordum. Nevzat'la bir akrabalık bağım yok. Sözde jandarmayı yönlendirmişim" dedi.

'BEN BU ADAMLA 3 AYDIR KONUŞMUYORUM'

Aracından çıkan DNA nedeniyle tutuklandığını belirten Salim Güran, "Bunun (Nevzat) rezil kardeşi de beni arıyor. 'Buldunuz mu, bulmadınız mı, inşallah bulursunuz' diyor. Vecdi madem bizimle sıralı iletişim kurmuş, niye gözaltında değil? Kalktılar arabaları getirdiler, beni aldılar. 'Muhtarın DNA'sı, senin arabandan çıkmış' dediler. Dedim 'Çıkmasa şaşarım.' Dediler kusmuk, kan... Dedim asla bir şey olamaz. Götürüp medyaya verdiler. Beni medyanın önüne attılar. 'Muhtar, sen petrole gitmişsin' dediler. 'Battaniyede ceset sarılıymış' dediler. 'Komutanım, ben cesetle çarşıda tur mu atmışım. Petrolün kamerası var' dedim. 'Bir de ıslak mendil almışsın' dedi. Bu adam da (Nevzat) medyanın önünde her şeyi görüyor. Ömrü hayatımda cezaevi görmemişim. Ben cezaevindeyken televizyonda M.P. isimli itirafçı, sonra N.B. dediler. O zaman keşif yapıyorlardı. Narin'in cesedi bulunduktan sonra yeğenimin cenazesine 'Bırakın gideyim' dedim. Bırakmadılar. Bir medya bu kadar kötü olamaz. Bu insan yakalandığı zaman, 'Salim Güran öldürdü' diyor. Niye diyor? DNA arabamda çıktı diye. Dedim ben 3 aydır bu adamla konuşmuyorum. Bu ifadesinde sürekli Salim Güran diyor, ön koltuk diyor. O cam da bozuk, kapı da bozuk. O camı indirin, beni idam edin. İfadelerini medyadan almış. İkinci defa arabayı Van'a göndermişler. Bir saç çıktı. Çıkabilir" diye konuştu.

'SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM, BERAATİMİ İSTİYORUM'

Suçlamaları kabul etmeyen Salim Güran, şöyle konuştu:

"Bazla ilgili, ben aynı anda iki yerde olabilir miyim? Baz beni derede gösteriyor, ben köydeydim. Benim aile bireylerime bak. Fuat, onlara çay vermiş. Diyor 'Bizi dinlemiş'. Eniştem Şevket Kaya, Narin'i bulmak için mücadele etmiş. Mehmet Bahtiyar diyordu, 'Nevzat işe gitmiş.' Ama şimdi demiyor. Hani bunun aile bireyleri bir tane gözaltında var mı? Hem kızımızı hem ailemi yok etti. Türkiye'yi parmağında oynatıyor. Allah peygamber aşkına, bu kolluk kuvvetlerine bir soruşturma açsınlar. Bu kadar kötülük niye? Dediler, 'DEM partilin yemek arabasını kovmuş.' Peşlerine takmışlar gazetecileri, şov yapıyorlar. Kim olsa kovar. Benim 7 çocuğum var, Narin'den 1 yaş küçük kızım var. Allah peygamber aşkına. Vallahi benim yengem, çocukları için ölüyor. Vallahi benim yeğenlerim kız kardeşleri için ölüyor. Kızımızı öldürdünüz. Amcamın eşi, kardeşimin eşi, Fuat'ın eşi... Sen niye karını söylemiyorsun, kızını söylemiyorsun? Allah bizimledir. Allah'ım, bizi yok etmeye çalışıyorlar. Herkes şov peşinde. Bu caninin (Nevzat Bahtiyar'ın) avukatının eşi gidip, onun eşiyle fotoğraf çekmiş. Belki karısı katildir? Sen nereden biliyorsun? Herkesten rica ediyorum, şov yapmayın. Canımız gitti. Bizim namusumuzla oynamayın. Kendimizi ifade edemiyoruz. Yeğenimin ölümüyle burada yargılanıyorum. Dağ gibi kardeşim çökmüş. Ailem, hepsi perişan. Yeter artık lütfen. Niye bu kadar kötülük, art niyet? Bakın bir DNA yüzünden başıma ne geldi. Suçlamalarımı kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum."

Duruşmada mütalaaya karşı savunmasına devam eden tutuklu amca Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ, "Salim tam kritik dakikalarda yer yer veri indiriyor. Salim'in bu dakikalardaki internet dökümü 16 sayfa. Nevzat'ın ise 3 sayfa. Yani internete girmiyor. Çünkü eli dolu. Çünkü Narin'i dereye götürmekle meşgul. Ulusal Kriminal'in raporu tam bir fiyasko. Narin'i tespit ediyor ama tepeye çıkan iki kat Nevzat'ı tespit edemiyor. Salim ne duyuyorsa, jandarmaya onu söylüyor. İlk önce 15.00 sıralarından kaybolduğunu söylüyor. Madem Birsen'i telkin edip 17.40 dediyse, neden komutana ilk başta 15.00-15.30 arasında olduğunu söylesin? Salim, kendi aracıyla gece olay yerine gittiği mütalaada yer almaktır. Markası ve modeli yok. İlk defa 22.33'te kamerada gözüküyor. 22.56'da da geldiği istikametten görüntüde kayboluyor. O dakikalarda araç anlamsız manevralar yaparken, ancak ses kaydını dinlediğimizde Salim'in yürüdüğünü ve yanında insanlar olduğunu duyuyoruz. Biz bu delili uydurmadık. Dosyadan aldık" dedi.

'DARALTILMIŞ BAZ DOĞRUYSA, GAZAL NEDEN TUTUKLANMIYOR?'

Savunmasında Salim Güran'ın tahliyesini veya ev hapsi ile cezalandırılmasını talep eden Akdağ, "Daraltılmış baz raporunda öyle bir tablo çiziliyor ki, Türkiye'nin en geniş kapsama alanı Tavşantepe gibi gösteriliyor. Zira uzman olmaya gerek yok. İnterneti bırak, telefon bazı yerde çekmiyor. Diyelim baz doğru. O zaman Gazal Bahtiyar niye tutuklamıyor. Bahtiyarlara bu çifte standart nedir. Baz doğruysa, Gazal Bahtiyar yalan söylüyor. Gazal Bahtiyar doğru söylüyorsa, Baz raporu çöp. Baz doğruysa, Gazal Bahtiyar'ı tutuklayın. Baz ile Ulusal Kriminal bize ne söylüyor? 'Katil Salim mi, Enes mi' diyor. Biz 'Katil Nevzat' derken, boşuna söylemiyoruz. Bize 'Nevzat hariç herkes olabilir' deniyor. Salim ile Yüksel'in yasak aşk iddiaları, okları Salim'e çekti. Baz raporunun kabul edeceksek, Arif'in evinin içinde 15.20'de olduğunu söylüyor. Nevzat su meselesi yüzünden Salim'i ararken evde değil miydi? Yani Salim, kendisine patikadan tepeden seslenmiyor. Nevzat ilahi bir işaretle mi tepeye çıkıyor? Salim, çocuk eve geldikten sonra eve geliyor. Ben raporun ağzındaki baklayı çıkarayım, Yüksel ile Salim iftirası, baz raporuyla çürütülmüş oldu. Yüksel Hanım'a müjdeler olsun. Son olarak aynı rapordan Nevzat, 16.35'te Ayrılarak Tavşantepe'den ayrılıyor. Müvekkilimizin tahliyesini, en azından ev hapsi verilmesini istirham ediyorum" diye konuştu.

SANIK AĞABEY ENES GÜRAN SAVUNMA YAPTI

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık ağabey Enes Güran, olay günü evde olduğunu belirterek, bunu inkar etmediğini söyledi.

Güran, "Olay günü saat konusunda verdiğim ifademde 16.30 dedim. Beni karakola aldılar ve suçluyorlar. Elim kolum bağlıydı, ne yaptığımı bilmiyordum. Ondan sonra olay gününü hatırlamaya çalıştım. Daha sonra yine ifade vermek istedim karakolda. Hatırladıklarımı ifademde vermek istedim. Gerekirse kafamı gövdemden koparın ama beni bacımla itham etmeyin. Ömrümün sonuna kadar cezaevinde kalayım ama vicdanım rahat. 'Çingeneler kaçırmış' dediler. Biz de arama çalışmalarına katıldık. Bir yerde olduğunu düşünüyorduk. Belki dilendiriyorlardır diye düşündük. Sağa sola baktık, kimseyi bulamadık." diye konuştu.

"ANNEM BENİ KORUSAYDI O SAATLERDE EVDE OLMADIĞIMI SÖYLERDİ"

"Kolumdaki izleri merak ettiler. Adli Tıp Kurumu raporu geldiğinde Narin'e ait olmadığı ortaya çıktı. Annemin de çene ve diş yapısıyla ilgili rapor hazırlandı. Onda da bir şey çıkmadı." diyen Güran, gözündeki morlukla ilgili yapılan kontrolde jandarmaya kolunu da göstererek, ısırdığını belirttiğini ileri sürdü.

Pantolonundaki lekelerin de sorulduğunu, onlara bunun kan olmadığını söylediğini ileri süren Güran, "Bir şey hatırladığınızda gelin bize söyleyin dediler. Söyleyince bu kez şüpheli olarak görülüyoruz. Herkes 'Annesi Enes'i koruyor' diyor. Annem beni korusaydı o saatlerde evde olmadığımı söylerdi." dedi.

"NEVZAT BAHTİYAR YAKALANDIĞI ZAMAN İSTESEYDİM İFADEMİ DEĞİŞTİRİRDİM"

"Nevzat Bahtiyar yakalandığı zaman isteseydim ifademi değiştirirdim, o zaman evde olmadığımı söylerdim. Belki şu an seyirci bölümünde otururdum. Ama şerefsiz olarak otururdum. Ben o saatlerde gerçekten evdeyim. HTS kayıtlarına saat 17.00 gibi okulun oralarda olduğumu söylüyorlar. Ben öyle bir şeye şahit olsaydım söylerdim. O saatlerde evde değildim. Kardeşim kayboldu, deli oldum. Ne yemek yiyor ne su içiyordum." diyen Güran, hep aramalarda yer aldığını öne sürdü.

Ertesi gün jandarmanın aramalara katılmalarını istemediğini iddia eden Güran, "Çünkü bizim kokumuzdan köpek kokuyu alamıyormuş. Kardeşim kaybolmuş ama aramalara katılmamız istenmedi." diye konuştu.

"KEŞKE KOLUMU ISIRMASAYDIM"

Güran, şu beyanlarda bulundu:

" Nevzat Bahtiyar tahliye edilsin istiyorlar. Suçunun olmadığını söylüyorlar. Kardeşimin cansız bedenine 3 taş bıraktı. Kızı nereye gömdüğünü biliyor ve bize gelip 'İnşallah bulursunuz' diyor. İnsanlar 'Güran ailesi' diyorlar. Keşke kolumu ısırmasaydım. Ölseydim daha iyiydi. Namusumu, şerefimi konuşmaya kimsenin hakkı yok. 14 sayfalık iddianamede hep 'Güran ailesi' deniliyor. Nevzat'ın sadece bir sayfada ismi geçiyor. Nevzat ile ilgili bazı konularda şahitlerim var. Onlarla birlikte ileride anlatacağım, hepiniz şok olacaksınız anlatacaklarıma."

Daha sonra Nevzat Bahtiyar'a dönerek, "Nevzat 'Fa' diyeyim sen anlarsın, kızından anlarsın. 7 sülalen de vardır içinde. Kızın..." diyen Güran'a, Bahtiyar da "Şerefsizlik yapma." dedi.

"KÖYDE GÜVENLİ OLDUĞUMU SANIYORDUM AMA DEĞİLMİŞİM"

Güran, şunları kaydetti:

"'Enes bir şey biliyor, konuşmuyor, görmüş' diyorlar ya keşke Enes bir şey bilseydi, hepsini öldürseydi. Yatağı kaldırıp, keleşi çıkarır sıkardım zor değildi. Salim Güran'ın da annemin de kafasına sıkardım. Adalet dediğin zaman somut delil olması lazım. Benim suçum yok. Herkesin günahı vardır ama bu konuyla ilgili ilgim yoktur. Suçsuzum, hiçbir suçu kabul etmiyorum. Keşke bu duruma gelmeseydik. Her şey ortaya çıktığı zaman anlayacaksınız siz de insanların nasıl yalancı olduğunu. O köye baktığınızda güzel bir yer olduğunu sanmayın. Köyde güvenli olduğumu sanıyordum ama değilmişim. Ben ve kardeşlerim güvende olmadığımızı gördük. Yaşlılar bilmez gençler bilir. Gecenin yarılarına kadar dışardaydık."

Kardeşi Narin'in mezarına 3 aydır gitmediğini belirten Güran, kardeşinin olay günü eve gelmediğini ileri sürdü.

Enes Güran, savunmasını şöyle tamamladı:

"Üzerime isnat edilen suçu kabul etmiyorum. Üzerime atılan iftiraları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Somut delil olmadan beni yargılayamazsınız."

NARİN GÜRAN CİNAYETİNİN DURUŞMASI YARINA ERTELENDİ

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile cesedi taşıdığı tespit edilen komşu Nevzat Bahtiyar, davanın ikinci duruşmasının ikinci gününde sabah saatlerinde adliyeye getirildi. Sanık ve avukatlarının savunmaları ile devam eden duruşma, yarın saat 10.00'a ertelendi.

- OLAY

Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.

Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.

Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti.

İlk duruşmanın ardından cumhuriyet savcısı hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu.

Narin cinayeti davasında savcı mütalaasını okudu: Güran ailesi organize hareket etti

  • Narin Güran
  • dava
  • mahkeme