Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan çatı iddianamesinde, askeri okulları kazanan örgüt mensuplarından "kamufle" olmaları için elebaşı Fetullah Gülen ve örgüt hakkında küfürlü konuşmalarının, okulda Atatürk ile alakalı kitapları kütüphaneye kaydettirerek alıp-okumalarının, dersler ve özel sohbetlerde Atatürk'ü övücü konuşmalar yapmalarının istendiği bildirildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, askeri okulları kazanan örgüt mensuplarının, elebaşı Gülen üzerinden gelen örgüt abileri tarafından aktarılan "tedbir" içerikli emirlere harfiyen uydukları, geçmiş yıllardaki soruşturmaların örgüte kendisini kamufle etme imkanı sunduğu belirtildi.
İddianamede, Gülen'in emirleri doğrultusunda örgüt mensuplarından deşifre olmamaları için namazlarını üç vakte indirmelerinin, tuvalette teyemmümle abdest almalarının, namazlarını ima ile kılmalarının ve kız arkadaş edinerek arkadaş ve okul çevrelerinde FETÖ ile bağlantılarının bulunmadığı imajını vermelerinin istendiği aktarıldı.
Tedbirler gereği askeri okul öğrencilerine, geçmişte örgüt evlerinde tanıdıkları ya da karşılaştıkları birisiyle örgüt hakkında konuşmamalarının emredildiği anlatılan iddianamede, "Konu açılırsa Fetullah Gülen ve örgüt hakkında küfürlü konuşması istenmiştir." denildi.
"Molla manası verilebilecek davranışlardan uzak durması istenmiş"
İddianamede, deniz lisesi, deniz ve hava harp okulunda okuyanların ramazan ayında oruç tutmamaları, Maltepe, Işıklar, Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulunda okuyan öğrencilerin okullarda yapılacak anket durumuna göre oruç tutabilecekleri, zaman zaman da oruç tutmamalarının emredildiği belirtildi.
Hafta sonu izne çıkan öğrencilerin üzerilerinde üniformaları varken örgüte bağlı ev, dershane, okul gibi yerler başta olmak üzere camilere gitmemelerinin istendiğine işaret edilen iddianamede, "Hafta sonları yakın ve ilgilendiği kısım arkadaşlarıyla sinema ve tiyatroya gitmesi, şüphe uyandırabilecek yerlere gitmemesi, kalabalık, sorulduğunda ikna edebilecek yerlerde gezmesi, okulda Atatürk ile alakalı kitapları kütüphaneye kaydederek alıp-okuması, dersler ve özel sohbetlerde Atatürk'ü övücü konuşmalar yapması, okulun düzenleyeceği tiyatro, bale veya en azından bir spor dalına girmek suretiyle burada pısırık, içine kapalı hatta 'molla' manası verilebilecek tutum ve davranışlardan uzak durması istenmiştir." ifadeleri kullanıldı.
"Namaz kılarken topuklarda iz kalmaması için ayakların dik durması emri"
İddianameye göre, FETÖ'de tedbir dışa karşı olduğu gibi içe karşı da uygulandı.
12-13 yaşından itibaren tedbire, tedbirle karıştırılan takiyye anlayışıyla yetiştirilen FETÖ'cü askerler, abilerden izin almadan hiçbir iş yapmamaya alıştırıldı, sorulmadan yapılan işlerin onlar nezdinde manevi sorumluluğu bulunduğuna inandırıldı.
Darbe sonrası tutuklanan FETÖ'cü askerlerin ifadelerinden "kardeşim" dediği arkadaşlarının da örgüt mensubu olduğunu yıllar sonra anlayanların çıktığı belirtilen iddianamede, "Bu kadar gizliliği ve kutsallığı ön plana çıkarmak, örgüt mensuplarına bunu kabul ettirerek uygulayabilmek… Hasan Sabbah'ın esrar veya haşhaş ile başardığını, Fetullah Gülen, mensuplarının beyinlerini esir alarak başarmıştır." tespiti yer aldı.
Örgüt evleri ya da iş yerine gelindiğinde muhakkak kod ismiyle hitap edilmesi istenen askeri öğrencilere, namaz kılarken topuklarında iz kalmaması için ayaklarını yere yatırmak yerine dik durmasını sağlayarak, bu izin oluşmasına engel olmaları emri de verildiği bildirildi.