23 Kasım 2024 Cumartesi / 22 CemaziyelEvvel 1446

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Bir ülkenin yaptırım kararlarına tüm ülkelerin uymasını beklemek doğru değil

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Oktay, 'Bir ülkenin çıkarları doğrultusunda oluşturduğu yaptırım kararlarına tüm ülkelerin uymasını beklemek, her şeyden önce anlamlı ve adil değil.' dedi.

AA5 Kasım 2018 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Bir ülkenin yaptırım kararlarına tüm ülkelerin uymasını beklemek doğru değil

Oktay, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"Türkiye ve ABD, Adalet ve İçişleri Bakanları için daha önce alınan yaptırım kararlarını karşılıklı olarak kaldırdı. ABD, İran'a yönelik yaptırım kararının kapsamını da genişleterek uygulamaya başladı. Türkiye, yaptırımlardan muaf tutulacak 8 ülke arasında yer alacak mı? İki ülke ilişkilerindeki normalleşme sürecinin önümüzdeki dönemde Türk ekonomisine yansıması nasıl olacak?" sorusuna Oktay, "Bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli var, o bedel güçlü olmayı gerektiriyor. Bu sadece bugünle alakalı bir olay değil, 100 yıl öncesine bakalım aynı şeyi görüyoruz, bin yıl öncesine bakalım aynı şeyi görüyoruz, bugün de aynı şey. Ekonomik, askeri, siyasi ve sosyal anlamda güçlü olmak zorundasınız, yani istikrar sahibi olmak zorundasınız." karşılığını verdi.

Oktay, Türkiye'deki sistem değişikliğinin, siyasi ve sosyal anlamda güçlü olmanın gereğini yerine getirdiğine işaret ederek, 1,5 yıllık ortalama hükümet ömürlerinden bugün, seçimin bitmesiyle hükümetin, başkanın kim olacağının belli olduğu 5 yıllık bir sürece gelindiğini söyledi.

Bunun "otomatik bir istikrar" getirdiğini belirten Oktay, Türkiye'nin ekonomik verilerine bakıldığında finans kurumlarının yapısının, Avrupa Birliği dahil dünyadaki birçok ülkeden çok daha iyi şartlarda olduğunu vurguladı.

Fuat Oktay, seçim sonrasında Türkiye'nin birdenbire bir manipülasyonunun içerisine girdiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Bu manipülasyon direk bizimle alakalı bir şey değildi. 'Siz istikrar mı istiyorsunuz? Biz buna müsaade etmeyeceğiz.' Bu uluslar arası bir şey. Yanı başımızda Suriye ve Irak olayını yaşıyoruz. Biz, bütün gücümüzle bununla topyekun mücadele ettik. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın bütün çalışmaları tek elden koordine ettiği yeni sistemin faydasını burada ciddi şekilde gördük. Bir başka ülkenin, hemen yanı başımızdaki Rusya'yı bile alsanız birkaç yılda atlatabildiği bir şeyin en kötüsünü biz geride bıraktık. Ekonomik anlamda türbülansın içine sokulmaya çalışılan Türkiye'ye baktığınızda, siyasi anlamda da birçok manipülasyonun olduğunu görüyorsunuz. Anlamsız bir şekilde bakanlarımıza uygulanan yaptırımlar da bunun içindedir. Farklı şekilde getirilmeye çalışılan manipülasyonlar da bunun içindedir. Neredeyse akşam sabah twitlerle yaşadığımız herkesin hafızalarında."

- "Ülkemi soğukta bırakamam"

Bununla topyekun mücadele edilip, sorunlar geride bırakıldığında, bunun siyasi yansımalarının görüldüğünü aktaran Oktay, "Bizim en büyük varlıklarımızdan birisi Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Uluslararası alandaki saygınlığı, liderlerle olan çok yakın, dinamik işbirliği, içeride aldığımız tedbirlerin yanı sıra uluslar arası alanda yapılan ciddi işbirliğiyle ne olduğunun anlatılması, bunu hızlı şekilde geri bırakmamızı sağlayan sebeplerden birisi." diye konuştu.

Oktay, dövizin, doların, iç politikaların ekonomide silah olarak kullanıldığı bir dönemin yaşandığına dikkati çekerek, bir yere bir yaptırım kararı alınacaksa, bunun adresinin Birleşmiş Milletler olduğunu, buna da herkesin uyduğunu hatırlattı.

"Birleşmiş Milletler 5'ten büyüktür." dediklerini anımsatan Oktay, "Bir ülkenin çıkarları doğrultusunda oluşturduğu yaptırım kararlarına tüm ülkelerin uymasını beklemek, her şeyden önce anlamlı ve adil değil. İran yaptırımlarına baktığımızda bizim komşumuz. Türkiye'ye baktığımızda petrol, enerji konusunda dışa bağımlı bir ülke. Yani kış geldiğinde, benim kendi ülkemi enerji anlamında besliyor olmam lazım. Soğukta bırakamam." değerlendirmesinde bulundu.

- "Türkiye büyük, ilkeleri olan bir ülke"

Türkiye'nin "A ülkesinin, B ülkesiyle ilişkisi bozuldu, ben doğalgaz alayım mı, almayım mı?" diye bir politikasının olamayacağının altını çizen Oktay, şunları kaydetti:

"Türkiye büyük bir ülke. İlkeleri olan bir ülkedir Türkiye. Özellikle uluslar arası ilişkilerde, alanlarda bir karar alıyorsa bunun gerekçesi vardır, bunu anlatır, kurallar çerçevesinde yapar ve açıktır Türkiye. Birilerinin hoşuna gitmiyor olabilir ama... Bizim dış politika konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın çok açık ve net oluyor olması ilk etapta belki bazılarına biraz ağır geliyor olabilir ama sonrasında bu uluslar arası anlamda liderler bazında da çok ciddi kabul görmeye başlıyor. 'Evet, bir şey yanlışsa söylersiniz bunu biliyoruz, bunun karşısında da durursunuz, bedeli varsa bile bunu ödersiniz.' Ama burada bir ahlaki boyut da var Türkiye'nin duruşunda. Biz, bir komşumuz, özellikle enerji alanında çok derin ilişkilerimizin olduğu bir enerji arzını sağlayan bir ülkeyle bir günde bizim her şeyi kesme şansımız yok. Bunu zaten defalarca ifade ettik."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, ABD ile ilişkilerdeki sorunun bir rahip Brunson sorunu olmadığını dile getirerek, "Böyle bir sorun yoktu, biz bunun sorun olduğunu da hala düşünmüyoruz. Bu, yapay bir gündemdi. Bakanlara uygulanan yaptırım da yapay bir gündemdi. Dolayısıyla anında biz, mütekabiliyet ilkesiyle buna cevap verdik. Orası şimdi kaldırma kararı alıyor, bu zaten karşılıklı görüşülerek yapıldı. Aynı mütekabiliyet çerçevesinde biz de onların bakanlarıyla ilgili kararlarımızı aldık." şeklinde konuştu.

Oktay, Türkiye'nin İran'a yönelik yaptırımlardaki tutumunu açıkça ifade ettiğini vurgulayarak, "Biz, bunu her zaman, her yerde anlatıyoruz. Bunu Amerika'ya da anlatıyoruz, Rusya ile ilişkilerimizde de biz farklıyız, orada da anlatıyoruz. Bir İdlib olayını hep beraber yaşadık. Bir taraftan bizim Rusya ile çok sıkı, yakın ilişkilerimiz var, İran'la da aynı şekilde ama diğer tarafta hem Türkiye'nin, hem bölgenin hem de bölgedeki masum insanlara zarar veren yaklaşımı gördüğümüzde orada çok net bir şekilde Türkiye tavrını koymuştur ve bu da karşılık da bulmuştur. Bir inatlaşma olayı değildir Türkiye'nin yaptığı." değerlendirmesinde bulundu.

Münbiç'te Türk Silahlı Kuvvetleri ve ABD unsurlarının ortak devriye görevine başlamasına ve Fırat'ın doğusunun terör örgütlerinden temizlenmesi konusunda Türkiye'nin nihai hedefine ulaşmasına ilişkin Oktay, Türkiye'nin bu konudaki yaklaşımının her zaman çok net olduğunu belirtti.

Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İlk etapta güney sınırımızda olan bu oluşumdan, sınır hattında oluşturulan koridordan ne kadar rahatsız olduğumuz ve PKK'nın, adını ne olarak koyarsanız koyun, YPG, PYD deyin, nihayetinde PKK'nın uzantısıdır, böyle bir oluşuma izin vermeyeceğimizi başından beri ifade ettik ama ne yazık ki muhataplarımızın bu iletişimi almaktaki güçlüğü bizi başka tedbirler almaya itti. Bu da zaten Fırat Kalkanı ile başladı, 15 Temmuz'un akabinde başladı. Hiç kimsenin de beklemediği bir anda böyle bir kararlılığı gösterdik. Zeytin Dalı, Afrin operasyonunda devam etti. İdlib'de devam etti. Münbiç olayında ilk başta ABD, PKK'nın veya YPG'nin varlığına müsaade edilmeyeceği sözünü vermişti. Çözüm hep bir sonraki aya, yıla ertelenmiştir. Türkiye'nin artık bu sorunları erteleme sabrı da tahammülü de kalmamıştır."

Türkiye'nin bunu müttefiklerle, muhataplarla konuşarak halletmek istediğini belirten Oktay, "Ancak halledilmemesi durumunda, kendi göbeğimizi kendimiz kesmesini de biliriz." dedi.

- "Arzu ettiğimiz noktaya ulaşana kadar devam edecek"

Münbiç ile ilgili görüşmelerin devam ettiğine değinen Oktay, Münbiç'te ortak devriye ile alakalı PKK, PYD, YPG unsurlarının bu bölgeden tamamen çıkarılması konusunda iş birliği ve mutabakatın sağlandığını söyledi.

Oktay, bunun uygulanmasıyla ilgili takvimin kaydığını görünce Türkiye'nin kararlılığını ortaya koyduğunu belirterek, "Bu, ya olacaktır ya olacaktır. Dolayısıyla bu sadece Fırat'ın batısıyla ilgili bir olay da değil. Ortak devriyeler başladı, eğitimler yapıldı. Silahlı kuvvetler arasında ortak görüşmeler yapıldı, ortak mutabakatlar sağlandı. Şu anda ortak devriye başladı. Arzu ettiğimiz noktaya ulaşana kadar da bu devam edecek." diye konuştu.

Bunun Fırat'ın batısıyla sınırlı kalmayacağını da açıkça ifade ettiklerini anlatan Oktay, "911 kilometrelik sınırımızda Türkiye'yi tehdit eden hiçbir unsurun barınmayacağı noktaya geldiğimiz ana kadar mücadelemiz sürecek." ifadesini kullandı.

Türkiye'ye karşı yapılan tacize ve tehdit unsuruna seyirci kalınamayacağını, bu konudaki kararlılığı da Türkiye'nin gösterdiğini vurgulayan Oktay, "Bir gece ansızın gelebiliriz dedik ve bir gece ansızın geldik. Doğusunda da bu olacak zaten, bunu da gizlemiyoruz. Bunu hiçbir müttefikimizden de uluslararası alanda da gizlemiyoruz. Açık ifade ediyoruz. Böyle bir istikrarsızlık adası haline dönüştürülmüş bir alanda Türkiye'nin 911 kilometre boyunca tehdit edilmesine müsaade edemeyiz." şeklinde konuştu.

- "Türkiye kendisine karşı hiçbir tehdide müsaade etmeyecek"

Oktay, Türkiye'nin güvenlik politikalarını değiştirdiğini, hiç kimsenin Türkiye'yi tehdit etmesinin artık beklenmeyeceğini ifade etti.

İçerdeki terörle mücadele boyutunda da sınırların ötesinde de bu yaklaşımın olduğuna işaret eden Oktay, "Sizin orada kendinizi toparlayıp ondan sonra da bize saldırmanızı bekleyemeyiz, kusura bakmayın. Biz gelir sizi kaynağında kuruturuz, yok ederiz. Ne yaparsanız yapın. Çukur mu kazacaksınız, tüneller mi kazacaksınız? Kim size yardım ederse etsin. Türkiye, kendisine karşı hiçbir tehdide, hiçbir yerde, hiçbir oluşuma müsaade etmeyecektir. Bu kararlılığı sergilemiştir, bunun gereğini yapmıştır. Bundan sonra da yapacaktır." ifadesini kullandı.

Oktay, 911 kilometrelik sınır hattının, Türkiye için haritada sadece bir nokta olmadığını belirterek, Türkiye'ye komşu olan mazlumların orada zulüm görmesine müsaade etmeyeceklerini vurguladı.

- "Tehdit olduğu zaman gözümüz karadır"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, yardım bekleyenlerin çaresiz kalınca Türkiye'ye geldiğini, bu insanlara Türkiye'den başka kimsenin kucak açmadığını hatırlatarak, Avrupa Birliği'nin bu duruma duyarsız kalmasını eleştirdi.

Irak'ta veya Suriye'de koalisyon güçlerinin çıkardığı çatışmalarda şehirlerin harabeye döndüğünü, sivillerin katledildiğini ifade eden Oktay, Türkiye'nin operasyon yaparken sivillere karşı hassas olduğunu dile getirdi.

Oktay, Türkiye'nin hiçbir şehri harap etmediğini, teröristleri temizlediğini, sivil halkın ayağa kalkabilmesi için dünyada eşi benzeri olmayan bir uygulama yürüttüğünü anlattı.

Operasyon yapılan bölgelerde insani faaliyetler ve kalkındırma çalışmaları yürütüldüğünü aktaran Oktay, Afrin'de ve Fırat Kalkanı Harekatı'nın gerçekleştirildiği bölgede bunların yapıldığını hatırlattı.

Türkiye'nin yaşatmaya yönelik insani yaklaşımının dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığına dikkati çeken Oktay, "Tarihte de biz böyleydik. Türkiye'yi diğer ülkelerden ayıran yapı bu. Ama böyle olmamız bize karşı olan tehdit unsurlarına göz yummamız anlamına asla gelmez. Olay terör, terörist, tehdit olduğu zaman da bir o kadar gözümüz karadır bizim." dedi.