21 Şubat 2025 Cuma / 23 Saban 1446

Cenevre Konferansı yaklaşırken: Kıbrıs'ta çözüm kapısı aralanır mı?

Türkiye, BM Genel Sekreterinin Mart ortasında Cenevre'de düzenleyeceği gayri resmi Kıbrıs zirvesinde KKTC ile Rum yönetimi arasında yeni sınır kapıları açılması önerisini gündeme taşıyacak. İki kesim arasında geçişleri sağlayan halihazırda 9 kapı var ancak kapılardaki yoğunluk yeni kapıların açılmasını zorunlu kılıyor. Rum kesiminin, sınır geçiş kapısı gibi gündelik hayatı kolaylaştırma amaçlı bir pratikte bile işi yokuşa süren tutumu BM yetkililerinin de dikkatinden kaçmıyor. Kapı konusunda bile anlaşamayan iki tarafın varlığını federasyon modelinin iflasına delil sayan Kıbrıs uzmanları, 'Rumların kapıya karşı olmalarının arkasında bazı endişeler var' değerlendirmesinde bulunuyor.

FADİME ÖZKAN – ANKARA20 Şubat 2025 Perşembe 10:28 - Güncelleme:
Cenevre Konferansı yaklaşırken: Kıbrıs'ta çözüm kapısı aralanır mı?

Geride bıraktığımız yıl Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50'nci, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kuruluşunun 41'inci, Kıbrıs'taki BM Barış Gücü'nün (Unficyp) adaya konuşlanmasının 60'ıncı ve Annan Planı referandumunun 20'nci yıl dönümüydü.

Gazze üzerinde patlak veren paylaşım savaşı ve Kıbrıs Rum Yönetiminin son dönemde artan askeri anlaşmalarını yakından takip eden Türkiye bir yandan da Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınması ve adada iki devletli çözüm önerisinin kabulü için çalışıyor.

Bu çerçevede Ankara, BM Genel Sekreterinin Mart ortasında Cenevre'de düzenleyeceği gayri resmi Kıbrıs zirvesine katılarak tezlerini anlatacak. Ayrıca KKTC'nin Türk ve Rum kesimleri arasında yeni kapılar açılması önerisini destekleyecek.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Rum yönetimi arasında yeni sınır kapılarının açılması fikri garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katılacağı genişletilmiş Kıbrıs Konferansında masada olacak ancak beklentiler Rum kesiminin uzlaşmaz tutumunu sürdürmesi yönünde.

İki kesim arasında geçişleri sağlayan halihazırda 9 kapı var ancak kapılardaki yoğunluk yeni kapıların açılmasını zorunlu kılıyor. Buna rağmen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi sorun çözmeye değil işi yokuşa sürmeye çalışıyor. Cenevre'de yapılacak Kıbrıs Konferansı 2017'de İsviçre'nin Crans Montana kasabasında yapılan konferanstan 8 sene sonra gerçekleştirilen ilk zirve olacak.

MÜZAKERE KONFERANSI DEĞİL

Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklı mücadelesini ve Ankara'nın Kıbrıs siyasetini yakından takip eden kaynaklara göre bu bir "müzakere konferansı" olmayacak. Beklentiler meselenin nereye gideceğine dair bir görüş alışverişi olacağı yönünde.

Rum kesiminin, sınır geçiş kapısı gibi gündelik hayatı düzenleme ve kolaylaştırma amaçlı bir pratikte bile ikna olmayan, işi yokuşa süren tutumu BM yetkililerinin de dikkatinden kaçmıyor. Kıbrıs uzmanları, kapı konusunda bile anlaşamayan iki tarafın varlığını federasyon modelinin iflasına delil sayıyor.

KAPILARDA YOĞUNLUK VAR

Türk ve Rum kesimleri arasında yeni kapı açılması fikri esasen 2003'lü yıllara Rahmetli Denktaş zamanına gidiyor.

O tarihten bu yana işleyen 9 kapı var ama yaz aylarında yaşanan izdiham yeni kapı ihtiyacını ortaya koyuyor. Özellikle Metehan kapısı çok dolu oluyor.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve GKRY lideri Nikos Christodoulides geçen Ekim ayında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in de katıldığı gayriresmi bir toplantıda bir araya gelmiş, Tatar ticari ve turistik amaca matuf yeni sınır geçişleri açılmasını önermişti.

Taraflar 21 Ocak'ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart'ın katılımıyla bir kez daha bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Tatar, başkent Lefkoşa ve sınırdaki Akıncılar köyünde iki yeni kapı açılmasını isterken Rum lider, askeri bölge statüsündeki Erenköy'den 'transit geçiş" talebinde bulundu.

Uzmanlar temassız geçiş talebini "bu koridor Rum tarafının askeri bölgeyi delmek için istediğine" yoruyor.

TÜRKLER İÇİN KAPI İLETİŞİM VE İMKAN DEMEK

Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Rum Kesimi için sınır geçişini sağlayacak olan "kapı" farklı anlamlar taşıyor.

Diyaloga açık, çözüm odaklı bir anlayışa sahip olan Kıbrıslı Türkler için "kapı", Kuzey ile Güney'in birbirine temas edebileceği, gidip gelebileceği, iki halkın iletişimine imkan tanıyan bir yöntem demek.

KKTC ile Rum yönetimi arasında günümüzde 3'ü başkent Lefkoşa'da olmak üzere 9 sınır kapısı bulunuyor ama talebi karşılamakta yetersiz kalıyor.

RUM TARAFINDA KAPI KORKUSU

Uzmanlar "Rumların kapıya karşı olmalarının arkasında bazı endişeler var" diyor. Bu endişeler şöyle:

* Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin varlığını kabul etmekten kaçınmak.

* Güney'den Kuzey'e geçen Rumların ya da turistlerin Türk tarafında mal ve hizmetlerin daha ucuz ve daha kaliteli olduğunu görmeleri.

* Türk tarafındaki gelişmişlikle, kaliteli ve ucuz mal ve hizmetlerle rekabet edememe, dolayısıyla gelir kaybı korkusu

* İllegal gördüğü, yok saymaya çalıştığı Kıbrıs Türk Cumhuriyetine ekstra ilave gelir olmasından çekinme.

* Rum kesimi şimdiye dek AB ülkelerine ve dünya kamuoyuna "Kıbrıs'ın kuzeyinde Türkler ve tanklar var, çünkü işgal altında" şeklinde bir hikaye anlatıyor. Kapıların artması ve KKTC'ye geçişlerin kolaylaşması demek bunun doğru olmadığını ortaya çıkaracak.

* BM İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜME YAKLAŞIYOR MU?

* Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye çözümsüzlük çıkmazından çıkmak için 2021'den bu yana resmi olarak "iki devletli" çözüm modelini öneriyor ve müzakereye hazır olduğunu yineliyor.

* Ayrıca KKTC "3D" olarak tanımlanan "doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temas" taleplerini BM'ye iletti.

* Rum tarafı ise federal sistem ısrarını sürdürüyor ama ikna gücünün zayıfladığı açık.

* Kıbrıs'ta çözüm için çaba harcayan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres resmi müzakereler yürütmesi, ortak zemin araması amacıyla 5 Ocak'ta eski Kolombiya Dışişleri Bakanı Maria Angela Holguin Cuellar'ı şahsi temsilci olarak atadı. Taraflarla çalışan, dinleyen Cuellar ortak zemin bulunmadığını Genel Sekreter'e rapor etti.

FEDERASYON FİKRİ ZAYIFLIYOR

Uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin ve KKTC'nin Kıbrıs'ta iki devletli çözüm önerisine yaklaşan bir değişim gözleniyor. Adada halihazırda iki devletin olması ve barışın hüküm sürmesi etkenlerden biriyken, Rum kesimin uzlaşmaz tutumu da federasyon fikrini çürütüyor.

BM nezdinde bunu kayıtlara geçiren görüşler de var. BM Genel Sekreteri Guterres'in Kıbrıs Şahsi Temsilcisi María Holguín Cuéllar'ın hazırladığı raporda "Kıbrıs'ta ortak zemin bulunmadığı" tespiti bu manada önemli bir veri.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in 15 Ekim'de kullandığı "her iki tarafın farklı pozisyonda olduğu" ifadesi de federasyon fikrinden uzaklaşıldığının göstergesi sayılıyor.

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart'ın New York'ta 2025 Ocak sonunda BM Güvenlik Konseyine bir rapor sunduğu biliniyor.

KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'NİN TANINMASI

KKTC'nin tanınması için Ankara'nın yürüttüğü çabalar artık karşılık buluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan pek çok kez olduğu gibi 79. BM Genel Kurulu'nda da uluslararası toplumu KKTC'yi tanımaya çağırdı.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Bişkek'te yapılan TDT Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi'ne katıldı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı'na asil üye olmasını desteğini açıkladı.