Türkiye'nin küresel denklemdeki önemli rolüne değinilen çarpıcı bir analiz kaleme alındı. Söz konusu analizde, NATO'nun en güçlü ikinci ordusuna sahip Türkiye olmadan Batı'nın Rusya'yı dizginleyemeyeceğine ve Avrasya'da istikrarın sağlanamayacağına dikkat çekildi.
Amerikan Wall Street journal gazetesinde Türkiye ile ilgili çarpıcı bir analiz kaleme alındı. Hudson Enstitüsü Kıdemli Orta Doğu Uzmanı Michael Doran'ın imzasını taşıyan analize "Ankara'ya düşman muamelesi yapmak aptallık olur" başlığı atıldı.
Söz konusu analizde, askeri ittifakların değerlere değil çıkarlara dayandığına dikkat çekildi.
Türkiye'nin ABD için vazgeçilmez bir ortak olduğunun ifade edildiği analizde, "Türkiye, Amerikan devlet yönetiminin temel görevi olan Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore'den oluşan revizyonist bloğun meydan okumasına karşı koymak için paha biçilmezdir" denildi.
Doran, küresel düzende Batılı ülkelerin Türk ordusuna muhtaç olduğunu vurgulayarak, Rusya'ya en büyük kozun Türkiye'nin gücü olduğunu ifade etti.
Yazıda yer alan "Türkler, Doğu Avrupa, Balkanlar, Orta Doğu ve Güney Kafkasya'da etkin. Ukrayna'nın egemenliğini destekliyorlar ve NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahipler. Onlar olmadan Batı, ne Rusya'yı dizginleyebilir ne de Avrasya'da istikrar sağlayabilir." ifadeleri dikkat çekti.
Son yıllarda ABD'den aldığı destekle Orta Doğu'yu kan gölüne çeviren soykırımcı İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilere değinen Doran, "Trump yönetiminin en azından Ankara ile Kudüs arasında bir denge kurmaya çalışması gerekmez mi?" sorusuna yanıt aradı.
Yazıda şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye, İsrail'in önemli bir müttefiki olan Azerbaycan'ın bağımsızlığını garanti ediyor. Azerbaycan, Avrupa'yı Orta Asya'ya bağlayan ve Rusya ile İran'ın etkisini engelleyen koridora demir atıyor ve Kazakistan ile Özbekistan'a Moskova ve Pekin'den siyasi olmasa da ekonomik özerklik yolu açıyor."
Doran, yazısında ABD'nin terör örgütü PKK/YPG'ye desteğine de tepki gösterdi.
Yazıda, şu ifadelere yer verildi:
"Amerikan devleti, mevcut gerçeklik üzerinden hareket etmelidir. Askeri ittifaklar değerler üzerine değil, çıkarlar üzerine kurulur. Strateji, bu gerçeği kabul ederek başlar."