21 Aralık 2024 Cumartesi / 20 CemaziyelAhir 1446

Caz müziğin Türk Pan'ı

Genç flütist Sarpay Özçağatay, New York’ta çıkardığı Unexpectable/ Şaşırtıcı adlı albümüyle konuşuluyor. Flütü klasik yumuşak ezgilerinden çıkararak caz müziğe yenik bir soluk katan Özçağatay enstrümanına aşık bir müzisyen.

Zeynep Tuğrul/Star Ankara18 Ocak 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Caz müziğin Türk Pan'ı

Mitolojiye göre kırların ve çobanların tanrısı Pan’ın aşık olduğu peri Syrinks, tam Pan ona sarılacağı sırada saza dönüşür. Çok üzülen Pan, sevdiğine kavuşmanın yolu olarak bu sazları bir araya toplar, üzerlerinde oynar ve üfleyince ortalığa tatlı, dokunaklı melodiler çıkaran ilk flütü yapar. Pan, o gün bugündür platonik aşkını ölümsüzleştiren flütünü yanından ayırmaz... Bu elbette mitolojik bir hikaye ama gerçek dünyada da flütüne aşık ve bu aşkı, neşeyi, hüznü müziği ile hepimize hissettiren yetenekli sanatçılar var. Bunlardan biri de New York’ta çıkan Unexpectable albümü ile caz dünyasını sarsan, eleştirmenlerden övgü üzerine övgüler alan genç Türk sanatçı Sarpay Özçağatay...

“Flütün, kendini sahnenin önüne koyup, beni bir enstrümanı gibi kullanmasını istiyorum” diyecek kadar enstrümanına aşık, dünya çapında gelen tüm övgülere “İyi bir flütçüyüm çünkü bunu, bu güzel enstrümana borçluyum. Beni o iyi bir flütçü yapıyor” diyecek kadar mütevazı bir flütist o. Henüz 32 yaşında olmasına karşın, caz müziğin bas duayeni Ron Carter, Grammy ödüllü davulcu Teri Lyne Carrington, efsanevi saksafonist George Garzone, gitarı konuşturan adam olarak bilinen David “Fuze” Fiuczynskki ile birlikte, ABD’nin ünlü caz kulüplerinde defalarca sahne alan bir yetenek.

KONTENJAN OLMAYINCA KEMAN ÇALDI

Sarpay Özçağatay, enstrüman olarak flütü seçmesini bile bir tesadüfe bağlıyor: “Dört yaşımdan beri elimde mutlaka bir enstrüman vardı; küçük bir org, gitar... Sürekli radyodan kulağıma çarpanları çalmaya çalışıyordum daha o yaşlarda. İlkokulda hepimizin çaldığı blok flütü çalmaktan çok hoşlanıyordum ve arkadaşlarımdan öne çıkıyordum. Ailemde hiç profesyonel müzisyen olmamasına rağmen, babam müziğe ilgimi farketmiş olmalı ki ilkokulun son yılında konservatuara gitmek isteyip istemediğimi sordu. O zamanlarda müzik dersine flüt çalan bir kız gelmişti ve flütü ilk defa orada görmüştüm. Babamın bu sorusu kulağa hoş geliyordu. Konservatuar sınavlarına yarı zamanlı olarak girdim. Fakat flüt bölümünde kontenjan olmadığı için bir yıl keman çalmak zorunda kaldım ve ortaokulun ilk yılı için flüt bölümüne girmeye hak kazandım.”

Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Flüt Bölümü’nü öyle bir hevesle okuyor ki Özçağatay, üstün başarılarından dolayı üniversite eğitimini 2’nci sınıftan 4’ncü sınıfa atlayarak iyi bir dereceyle tamamlıyor. Başarısı ABD’de de fark ediliyor, ünlü Boston Berklee College of Music’i tam burslu kazanıyor. Orada da dört senelik okulunu üç senede bitiriyor. Üstelik not ortalaması en yüksek on kişi arasına giriyor ve prestijli “Billboard Magazine Scholarship” ödülünü alarak öğrencilik hayatını noktalıyor.

NEW YORK PİYASASINDA TÜRK ESİNTİSİ

Mezun olduktan sonra ABD’nin New York eyaletine yerleşen sanatçı, Mart 2013’te caz dünyasını bir anda sarsan ve ABD müzik dergilerinin en sivri kalemlerinin dahi övgüler yağdırdığı bir albüme imza atıyor: Unexpectable. Her ne kadar müzik dili evrensel, albümün ismi İngilizce olsa da albümde yer alan Garip isimli eserde olduğu gibi birçok beste, sanatçının Türk kimliğini vurguluyor. Sanatçı, bu görüşünü “Her enstrüman doğru bir şekilde çalındığında müzik olarak Doğu ve Batı’nın kalmayacağını düşünüyorum” diyerek açıklıyor. Albümün çıkış öyküsünü ise şöyle anlatıyor:

“Albümümde bu zamana kadar denenmemiş birtakım şeyler var. Flütü daha agresif, bir saksofon gibi kullanıp o herkesin bildiği yumuşak ve sade karakterinden çıkartıp, capcanlı ve oldukça aktif bir şekle büründürmeye çalıştım. İlk defa canlı kayıt esnasında sonradan eklenmiş olmayan, o anda kendimin sahip olduğu efekt pedallarını kullandım. Özetle, caz albümü yaptım çünkü flüt dünyası  için yeni şeyler  yapmak, müzikal hislerimi paylaşmak ve bunları yaparken eğlenmek istedim.”

BU BİR ELİT MÜZİĞİ DEĞİL

“Cazın, yalnızca elit kesim tarafından dinlendiği düşüncesi bana trajikomik geliyor” diyen Sarpay Özçağatay, caz müziğin belli bir kesime hitap etmediğini söylüyor: “Başlangıcı acılarla dolu. Tarihini bilmiyoruz bile birçoğumuz. O yüzden zenginlerin müziği, elit kesim müziği, gibi algılar bana anlamsız geliyor.” Sanatçının eserleriyle tanışmak isteyenler, www.sarpayozcagatay.com adresinden albümün dijital kayıtlarını dinleyebilir ve satın alabilir.

ASIL YERİM SAHNE

Sarpay Özçağatay’ın başarısı, son olarak dünyaca ünlü flüt üretİcİsİ MIyazawa fİrması tarafından da keşfedİldİ. MIyazawa’nın tek Türk sanatçısı olan Özçağatay, bunu Çok heyecan verİcİ bulSA DA SAHNEDE OLMAYI STÜDYODA OLMAKTAN DAHA CAZİP BULUYOR. “ZEVK ALDIĞIM VE İÇİNDE enerjİ hİssettİğİm her müzİğİ çalarım” dİyen sanatçı, Türkİye’de de müzİkseverlerle buluşmaktan büyük haz aldığını vurguluyor.